bazen, bütün zikredilir fakat o bütünün bir parçası kastedilir örneğin:
"ruslar pkk'ya yardım etti." cümlesinde bütün ruslar değil bazı ruslar kastedilmiştir. pkk'ya karşı olan veyahut bebek, yaşlı, engelli olan rus vatandaşlar da vardır. buradaki maksat rus siyasi otoritesinin ve askerlerin pkk'ya yardım etmesidir.
örnek 2: "soba yanıyor." cümlesinde yanan şey sobanın kendisi değildir bilakis sobanın içindeki odun parçalarıdır.
örnek 3: allah bir kasırga gönderip her şeyi yok ettiğini söylemektedir. buradaki "her şey" ifadesini mutlak manada alacak olursak allah dahil her varlığın, yerlerin ve göklerin de kasırga ile yok olduğunu anlamalıyız. halbuki beyni olan bir insan buradaki ifadenin mutlak olmadığını anlayacaktır.
örnek 4: bakara suresi 19.ayette "parmaklarını kulaklarına tıkarlar." ifadesi geçer. insanın 10 parmağı vardır kulağına ise sadece 2 parmağını sokabilir. ayette bütün parmaklar zikredilmesine rağmen hakikatte sadece 2 parmak kastedilmiştir.
bazen parça zikredilir fakat o parçanın ait olduğu bütün kastedilir
örnek: bakara suresi 144.ayette "yüzünüzü kabeye çevirin." diye emredilmiştir. bu söz ile namaz kılarken vücudunuzu kabeye doğru çevirin anlamı kastedilmiştir. yoksa sadece yüzünüzü çevirin gövdeniz başka yöne baksın anlamında söylenmemiştir. dikkat ederseniz bu defa yukarıdaki örneklerin tam tersi bir durum yaşandı. bu defa parça zikredildi fakat bütün kastedildi.
örnek 2: ahzab suresi 1.ayette "ey nebi allah'tan sakın ve kafirlere itaat etme." diye emredilmiştir. nebi a.s. müminlerden bir mümindir. müslümanlar kümesinin bir elemanıdır. burada tüm müslümanlardan sadece 1 tanesi zikredilmiş fakat müslümanların tamamı kastedilmiştir. ey nebi sen kafirlere itaat etme ama diğer müslümanlar itaat edebilir anlamı burada yoktur. allah'ın kastı bu olamaz.
örnek 3: nisa suresi 23.ayette "sulbunuzdan olan oğullarınızın hanımları sizlere haramdır." yazmaktadır. sulb, omurga demektir ve vücudumuzun bir parçasıdır. insan vücudunun sadece bir parçası olan omurga (sulb) kelimesi zikredilmiş fakat vücudun tamamı kastedilmiştir. yani ayet "senden olan oğlunun hanımıyla evlenmek haramdır." anlamındadır.
örnek 4: tarık suresinde "insan sulb ve teraibten çıkmaktadır." yazar. sulbun ne olduğunu izah etmiştik. sulb ile kasıt erkek vücudu demektir. teraib de özel olarak kadının göğüsü anlamındadır. bu kelime ile kadının vücudunun bir parçası zikredilmiş fakat vücudun tamamı kastedilmiştir.
"Takyîd makamında ıtlak (kayıtlı konuşmak gerekirken mutlak konuşma)'ın ve tahsîs makamında ta'mîm (özel konuşmak îcâb ederken genelleme yaparak konuşma)'in zararı ne kadar büyüktür. Bundan dolayı birbirine kardeş olan içtihadlar ve görüşler birbirine düşman haline gelirler." (said nursi, kızıl icaz)