hiç kimse allah’ın kitaplarını lafzen değiştirip bozamaz ancak onları batıl şekilde yorumlayabilirler.
(tirmizi 2655)
yahudilerin ve hristiyanların yanında tevrat ve incil olmasına rağmen onunla amel etmiyorlar. işte kuran’ın aranızdan kaldırılması böyle olacak.
(ebu davud 4449)
rasulullah “tevrat'ı getirin.” diye emretti. tevrat getirilince onu eline aldı ve şöyle dedi: “sana ve seni indirene iman ettim.”
(ibni kesir tefsiri ali imran 78)
vehb bin münebbih dedi ki: "tevrat ve incil, allah'ın indirdiği şekliyle hiçbir harfi değiştirilmeden kalmıştır ancak onlar tahrif ve yanlış yorumlarla insanları saptırmaktadırlar. allah'ın kitapları korunmuş ve değişime uğramamıştır." ibni abbas’tan rivayetle imam buhari dedi ki: "hiç kimse allah'ın kitaplarından birini silip yok edemez fakat onu tahrif edebilir yani hakiki anlamının dışında tevil edebilir.”
(fahrettin razi tefsiri bakara 174)
kelamcılara göre tevrat ve incil'in tahrif edilmesi imkansızdır çünkü bu iki kitap tevatür derecesine ulaşmıştır. bu kitapların gizlenmesi ancak ayetlerin hakiki anlamlarının batıl teviller yoluyla bozulmasıyla mümkündür.
(taberani, mucem)
إِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَتَبُوا كِتَابًا، فَاتَّبَعُوهُ، وَتَرَكُوا التَّوْرَاةَ
sahabe ebu musa el eşari, rasulullah'tan aktardı: "israiloğulları bir kitap yazdılar, ona tabi oldular ve tevrat'ı terkettiler.”
(ibni sad, tabakat, 1562)
قال قاسم بن محمد كَثُرَتِ الاحاديث على عهد عمر بن الخطاب فانكر ذلك وامر ان يؤتى بها فلما اتي بها امر بتحريقها ثم قال انها مثل مشنا اهل الكتاب فمنعني يومئذ من كتابة الحديث
kasım bin muhammed dedi ki: "hz ömer zamanında hadisler çoğalınca hz ömer hepsini toplayıp yaktırdı. bana da yazmayı yasakladı." hz ömer dedi ki: "yahudiler gibi yapıyorsunuz, onlar tevrat'ı bırakıp mişna'yı yazdılar.”
(ahmed bin hanbel, müsned, abdullah bin amr)
عمرو بن العاصي: أنه قال: رأيت فيما يرى النائم: لكأن في إحدى إصبعي سمنا، وفي الأخرى عسلا، فأنا ألعقهما، فلما أصبحت، ذكرت ذلك لرسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: " تقرأ الكتابين: التوراة والفرقان "، فكان يقرؤهما.
rüyamda bir parmağımdan yağ diğerinden bal yiyordum. rüyamı rasulullah'a anlattığımda "kuran ve tevrat okuduğun için bunları rüyanda görmüşsün." dedi.
(maturidi tefsiri maide 13)
yuharrifune el kelime an mevadihi, muhtemelen yahudiler ayetlerin yorumunu değiştiriyorlar sonra da allah’tan gelen işte budur diyorlardı.
(zemahşeri tefsiri maide 41)
yuharrifune el kelime an mevadihi, yani sözü sağa sola süründürüp yok ederler. kelimeyi allah’ın vazettiği kök anlamından koparıp hiç bağlamı olmayan alakasız yerlere çekerler.
(beydavi tefsiri bakara 75)
tevrat’ın tahrif edilmesi yahudilerin onu keyiflerine göre tevil ve tefsir etmeleri olabilir.
و تحريف الكلام عن مواضعه: تغيير معاني الكلام
tahrif, sözün anlamını değiştirmektir. (el sahih fil luğa)
حرف الكلام: أعطاه تفسيرا مغايرا لمقاصده الأصلية
sözü tahrif etmek: ona asıl maksadına aykırı bir yorum vermektir. (el ğaniy)
وتحريف الشيء: إمالته، كتحريف القلم، وتحريف الكلام: أن تجعله على حرف من الاحتمال يمكن حمله على الوجهين
bir şeyi tahrif etmek: onu eğip bükmektir, kalemi eğmek gibi. sözün tahrifi ise onu iki tarafa da çekilebilecek bir duruma sokmaktır. (rağıp el isfehani, müfredat)
(buhari 3635)
yahudiler zina hükmü için muhammed'in yanına gelip tevrat’ta recm yoktur dediler. sahabe abdullah bin selam: “yalan söylüyorsunuz, tevrat’ta recm vardır.” dedi. bunun üzerine tevrat’ı getirdiler. recm ayetinin üstüne ellerini koyarak ayeti gizlemeye çalıştılar ancak abdullah bin selam onlara kızdı. ellerinizi kaldırın dediler ve ellerini çekince tevrat’ta recm ayetinin yazılı olduğunu herkes gördü.
(tevrat, devarim 22.bap)
bakire bir kız nişanlıysa ve şehirdeyken bir adam karşısına çıkar ve onunla yatarsa, her ikisini de şehir kapısından dışarı çıkaracak ve taşlayarak öldüreceksiniz. kız şehirde oldukları halde bağırmadığı için ölecek, adam da komşusunun karısını alçalttığı için ölecek. böylece aranızdan kötülüğü kaldıracaksınız.
(buhari 4485)
yahudi ve hristiyanlar tevrat’ı ibranice okur, onu müslümanlara arapça olarak tefsir ederlerdi. bunun üzerine rasulullah: “ehli kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın. şöyle deyin: ‘allah’a iman ettik ve bize indirilenlere iman ettik…’” buyurdu.
(maide 45)
tevrat’ta üzerlerine şöyle yazmıştık: cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir.
(tevrat, devarim 19)
acımayacaksınız. cana can, göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak.
(ali imran 93)
tevrat indirilmeden önce israil'in kendine haram kıldığı şey dışında her şey israiloğullarına helal idi. de ki: “eğer inanmıyorsanız hemen tevrat’ı getirip okuyun.”
(tevrat, bereşit 32.bap)
yakup kalçasından ötürü topallıyordu. bu yüzden israiloğulları hâlâ hayvanın kalça sinirini yemezler çünkü yakup’la güreşen adam onun uyluk kemiğini incitmişti.
habil ademoğlu 27/11/2025