30 Kasım 2025 Pazar

tebbet suresi ve ebu leheb kimdir?

1-) tebbet suresi:
ebu leheb'in iki eli kurusun zaten kurudu da. malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. kendisi ateşe girecektir. karısı da boynunda bir ip ile kocasının ateşine odun taşıyacaktır.

2-) kral hirodes antipas:
hirodes antipas, babası büyük hirodes'in ölümünün ardından, roma imparatoru augustus tarafından iki eyaletin yöneticisi (tetrark) olarak atanmıştır. bu bölgeler galilea (kuzey filistin) ve perea (ürdün nehri'nin doğu kıyısı) bölgeleridir. hirodes m.ö.4 yılından ms.39 yılına kadar galilea ve perea krallıklarını yönetmiştir.

3-) antipas’ın karısı:
herodias, hirodes antipas'ın eşiydi. aslen kendi üvey kardeşi hirodes ii (philip i) ile evliydi. bu evliliğini bozarak amcası ve kayınbiraderi olan hirodes antipas ile evlendi. bu evlilik, yahudi yasalarına aykırı olduğu için vaftizci yahya tarafından eleştirildi. yahya bu sebeple zindana atıldı.

4-) herodias’ın yahya’yı öldürtmesi: 
incil'e göre (özellikle markos 6), hirodes antipas, vaftizci yahya'yı karısı herodias ile olan evliliğini eleştirdiği için hapiste tutuyordu. hirodes'in doğum günü ziyafetinde, herodias'ın kızı salome etkileyici bir dans sergiledi. hirodes bu danstan o kadar etkilendi ki, dile benden ne dilersen, eğer krallığın yarısını bile istersen sana vereceğim diye yemin etti. kız, annesi herodias'a ne isteyeceğini sordu. herodias da kini nedeniyle yahya aleyhisselamın kesilmiş başını istedi. hirodes yeminine sadık kalmak zorunda hissetti ve üzülmesine rağmen yahya'nın hapishanede idam edilmesini ve başının bir tepsi içinde kıza sunulmasını emretti.

5-) hirodes antipas niçin ebu lehebtir?
ebu leheb ateşin babası demektir. galilea bölgesi, roma döneminde, hirodes antipas'ın yönetimi altındayken, büyük fırınlar aracılığıyla yapılan endüstriyel çömlek üretimi ile ünlüydü. özellikle kefar hananya gibi yerleşimler, bölgenin en büyük çömlek üretim merkezleriydi. bu fırınlar, tüm bölgenin ve ötesinin günlük ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde seri üretim yapıyordu. pişirme kapları, amforalar ve saklama küpleri gibi temel eşyalar büyük ölçekte üretiliyordu.


6-) ebu leheb’n iki elinin (iki krallığının) kuruması:
m.s. 39 civarında, hirodes antipas'ın roma imparatoru caligula ile arası bozuldu. imparator caligula, antipas'ı görevden aldı. antipas, karısı herodias ile birlikte galya'ya (fransa civarına) sürgüne gönderildi. roma imparatorluğu, sürgünün bir parçası olarak antipas'ın mal varlığına ve kişisel servetine el koydu. yönettiği iki eyalet olan galilea ve perea da elinden alınarak (tetrarklık statüsü sonlandırılarak) rakibi hirodes agrippa i'ye verildi. böylece malı ve kazandıkları kendisine fayda vermedi, iki eli yani iki krallığı da kurudu gitti. 

habil ademoğlu 30/11/2025

29 Kasım 2025 Cumartesi

nuh tufanı

ey yeryüzü! yut suyunu. ey gök! tut suyunu" denildi. su çekildi, iş bitirildi. gemi de cudi'ye oturdu ve zalimler topluluğu, allah'ın rahmetinden uzak olsun denildi. (hud 44)

kırk gün geçtikten sonra nuh, yapmış olduğu geminin penceresini açtı. bir karga salıverdi; o da sular kuruyuncaya kadar gidip geldi. sonra nuh, suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için bir güvercin saldı. ancak güvercin, sular henüz her yeri kapladığı için konacak bir yer bulamadı ve gemiye, nuh’a geri döndü. yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine saldı. güvercin akşamleyin nuh’a döndü ve gagasında taze koparılmış bir zeytin yaprağı vardı. bunun üzerine nuh, suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı. yedi gün daha bekledi, güvercini yine saldı; bu kez güvercin geri dönmedi. (yaratılış 8:6-12)

gemi yedinci ayın on yedinci günü ararat dağları üzerine oturdu. (yaratılış 8:4)

yapılan araştırmalara göre ararat (urartu devleti) sınırları içinde ağrı dağı civarlarında tevrat'ta anlatılan geminin ölçülerinde olan 137 metre uzunluğunda bir yapıda odun ve çivi parçaları tespit edildi. aynı zamanda çevrede balık fosilleri görüldü. ağrı dağı volkanik bir dağ olduğu için balık fosili gözlemlemek pek muhtemel değildir. ayrıca anlatıya göre bir kuş zeytin dalı getiriyor. bölgede en yakın zeytin ağaçları akdenizdedir. olay tüm dünyada yaşanmamış olup belirli bir alanda yaşanmıştır. bütün dünyayı su kapladı gibi ifadeler hem tevrat'ta hem kuran'da mecazen kullanıldığı açık ifadelerdir. 

bütün ülkelerden insanlar da buğday satın almak için mısır'a, yusuf'a geliyordu. çünkü kıtlık bütün dünyayı sarmıştı ve şiddetliydi. (yaratılış 41:57)

o, rabbimin emriyle her şeyi yerle bir eder." derken evlerinden başka hiçbir şeyleri görünmez hale geldiler. işte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız. (ahkaf 25)

anladığım kadarıyla tufan, doğu anadoluda dağların arasında sınırlı bir bölgede yaşanıyor. gemi ağrı dağının eteklerine oturuyor. 


araştırmayı yapan kişilerin internet sitesinin linki yukarıdadır. 
geminin lokasyonunun ilk tespit edildiği fotoğraf türk hava kuvvetleri tarafından çekildi.
geminin lokasyonunun ebatları tevrat’ta verilen ölçülerle birebir örtüşüyor.
metal tespit edilen yerlerin üzerine sarı şeritler çekilmiş. bu, yapının doğal olmadığını doğruluyor. 
tespit edilen metal ve ahşap parçaları. muhtemelen geçen binlerce yılda geminin parçaları insanlar tarafından sökülüp kullanıldı. 
yapılan kazılarda gemi gövdesinin kaburga gibi izleri toprağın üzerinde görülüyor. 
ağrı dağı volkanik bir dağ olmasına rağmen geminin etrafında balık fosilleri görülmektedir. 
ararat yani urartu bölgesi tarihsel olarak da geminin lokasyonuyla uyum içerisindedir. 


habil ademoğlu 30/11/2025

fil suresi ve anunaki ebabil

kuran, fil suresi:
1-) rabbin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?
2-) onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3-) onların üzerine ebabil gönderdi.
4-) onların üzerine siccilden taşlar attılar.
5-) onları yenilmiş ekinlere çevirdiler.

apokrif, 3.makabeler 5-6:
kral, yahudileri yok etmek için hepsi bir arenaya topladı ve 500 fili sarhoş edip üzerlerine salma emrini verdi, ancak ilk gün tanrı'nın gönderdiği uyku sayesinde amaç suya düştü. bu arada çaresiz kalan yahudiler, kötü tasarının engellenmesi için gözyaşlarıyla tanrı'ya yalvardılar. ertesi gün kral aynı emri tekrarladı, ancak tanrı'nın müdahalesiyle aklının dengesi bozuldu ve filleri hazırlayan hermon'a ve arkadaşlarına öfkeyle bağırarak yahudiler yerine onların ailelerini kurban etme tehdidinde bulundu ve emri geri çekti. üçüncü kez yok etme emri verdiğinde ise yeminler ederek yahudileri ezdirip tapınağı yakacağına söz verdi. nihayet filleri tekrar hazırladılar ve hipodrom kalabalıkla doldu. tam bu sırada yaşlı ve erdemli rahip elazar, yahudilerin kurtuluşu için, tanrı'nın geçmişteki mucizelerini hatırlatarak merhamet diledi. elazar duasını bitirirken kral orduyla birlikte hipodroma geldi. yahudilerin feryatları üzerine, göklerin kapıları açıldı ve dehşet verici görünüme sahip iki görkemli melek indi. melekler, düşman kuvvetleri kırılmaz zincirlerle bağladı, şaşkınlık ve dehşete düşürdü. kral bile titremeye başladı. ​hayvanlar, arkalarından gelen askerlerin üzerine yürüyüp onları ayakları altında çiğneyerek yok etmeye başladılar.

siccil ne demek?
siccil, sülfür yani kükürt demektir. kükürt yandığı zaman mavi bir ateş çıkar. kuran’da ve tevrat’ta lut kavminin siccilden taşlar ile helak edildiği anlatılır. 

ebabil ne demek?
ebabil, sümerce ububul kelimesinden gelir. azap meleği anlamındadır. bu meleğin görüntüsü adeta mavi renkli bir şimşeği andırır. 
yenilmiş ekin ne demek?
fillerin çiğnediği ordu, ezilmiş ve çiğnenmiş bitkiler gibi yerde uzanmıştır. 

ateş ve kükürt yağdıran, görüntüsü şimşeğe benzeyen, sümerlerden beri bilinen azap melekleri ebabiller, mısırlı zalim kral IV. ptolemaios philopator’un fil ordusunu öldürerek imanlı yahudileri kurtarıyor. rabbin fil sahiplerine neler yaptı görmedin mi? ayet bunu anlatır. evet fil suresi bunu anlatır. ebrehe olayı arapların uydurduğu bir hurafedir. kim niçin fillerle kabeye saldırsın? kabeyi yıkmak için son derece zahmetli olan filleri taaa afrikadan getirsin? filler dozer mi? kabeyi yıkmak zor bir iş midir? 


habil ademoğlu 30/11/2025



kevser suresi ve hz ibrahim




yahve avram’a (ibrahim’e) şöyle dedi: “memleketinden, akrabalarından ve baba evinden ayrıl, sana göstereceğim memlekete git. seni büyük bir millet yapacağım, sana bereket vereceğim, adın büyük olacak ve insanlar için bir nimet olacaksın. sana hayırdua edenlere bereket vereceğim, seni lanetleyenleri lanetleyeceğim ve yeryüzünün bütün aileleri senin aracılığınla nimetler elde edecek.” (tevrat, bereşit 12.bap)

kevser suresi: 
1-) sana kevser (çokluk, bereket, bolluk) verdik. 
2-) o halde rabbin için namaz kıl ve kurban kes.
3-) asıl ebter olanlar senden nefret edenlerdir. 

ibrahim, ebter (kısır) olmasına rağmen allah ona bereket (kevser) vermiş ve onun soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltmış (arap ve ibrani milleti) buna mukabil ondan namaz ve kurban (ishak’ın kesilmesi) istemiştir. ibrahim’den nefret edenleri lanetlemiş, onları cehenneme atarak ebediyyen soylarını kesmiştir.

bu ayetlerde bahsedilen hz ibrahim’in oğlu hz muhammed değildir çünkü hz muhammed’e kevser verilmedi, erkek evladı olmadı. soy erkekten devam eder. ibrahim allah’tan soy istediğinde allah ona erkek çocuklar nasip etti. o da rabbi için namaz kılıp kurban kesti. 

ben senin yanında olmaya devam edeceğim ve seni bereketli kılacağım. tüm bu toprakları sana ve senin soyuna vereceğim. baban ibrahim’e yeminimi tutacağım. ona şöyle dedim: soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım, tüm bu toprakları senin soyuna vereceğim. senin soyun aracılığıyla yeryüzündeki tüm milletler nimetler elde edecek.’ bunu yapacağım çünkü ibrahim sözümü dinledi ve isteklerime, emirlerime, kararlarıma ve kanunlarıma hep uydu. (tevrat, bereşit 26.bap)


habil ademoğlu 29/11/2025

ismail mi ishak mı? kurban edilen çocuk


imam suyuti’nin durrul mensur tefsirinde saffat 100-113 ayetlerinin altında kurbanlık çocuğun ishak olduğuna dair sunulan hadisler: 

ibn cerîr’in ibn ebî huzeyl, ebû meysere ve ibn sâbit’tin bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.

​abdurrezzâk, saîd b. mansûr ve ibnu’l-münzir’in hz. ali’den bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.
​abdurrezzâk ve hâkim’in ibn mes’ûd’dan bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.

​abd b. humeyd, buhârî tarih’te, ibn cerîr, ibnu’l-münzir, ibn ebî hâtim ve ibn merdûye’nin abbâs b. abdilmuttalib’den bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.

​firyâbî, saîd b. mansûr, abd b. humeyd, ibn cerîr ve hâkim’in i̇krime vasıtasıyla ibn abbâs’tan bildirdiğine göre kurban edilen, i̇shâk’tır.

​abd b. humeyd, ibnu’l-münzir ve hâkim’in saîd b. cübeyr vasıtasıyla ibn abbâs’tan bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.

abd b. humeyd ve ibn cerîr’in mesrûk’tan bildirdiğine göre kurban edilen i̇shâk’tır.

dârekutnî el-efrâd’da ve deylemî’nin ibn mes’ûd’dan bildirdiğine göre hz. peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): “kurban edilen i̇shâk’tır” buyurdu.

​ibn cerîr ve ibn merdûye’nin, abbâs b. abdilmuttalib’den bildirdiğine göre peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): “kurban edilen i̇shâk’tır” buyurdu.

​ibn merdûye’nin, sahabeden olan nehâr’dan bildirdiğine göre hz. peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): “i̇shâk, yüce allah’ın kurban edilmesini emrettiği kişidir” buyurdu.

taberânî ve ibn merdûye’nin ibn mes’ûd’dan bildirdiğine göre resûlullah’a (sallallahu aleyhi vesellem): “i̇nsanların en cömerdi kimdir?” diye sorulunca: “zebîhullah (allah’ın boğazlanmasını emrettiği) i̇shâk’ın oğlu, yâkub’un oğlu yusuf’tur” cevabını verdi.

abd b. humeyd, ibn cerîr ve taberânî’nin bildirdiğine göre ebu’l-ahvas der ki: esmâ b. hârice, ibn mes’ûd’un yanında bir adama karşı övünüp: “ben, şerefli şeyhlerin evladıyım” deyince, ibn mes’ûd: “o dediğin şahıs, allah’ın dostu i̇brâhim’in oğlu, zebîhullah (allah’ın boğazlanmasını emrettiği) i̇shâk’ın oğlu, yâkub’un oğlu yusuf’tur” karşılığını verdi.

abdullah b. ahmed zühd’ün zevaidinde, saîd b. cübeyr’in şöyle dediğini bildirir: hz. i̇brâhim rüyasında i̇shâk’ın boğazlanmasını görünce, i̇shâk’ı alıp, bulunduğu yerle arasında bir aylık mesafe olan mina’ya bir günde gitti. i̇shâk’ı kesmesine gerek kalmadığı bildirilip koçu kesmesi emredilince, koçu kesti ve mina’dan menziline bir aylık olan mesafeyi bir gecede alarak vardı. onun için vadiler ve dağlar dürüldü.

deylemî’nin ebû saîd el-hudrî’den bildirdiğine göre resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “dâvud, rabbinden bir şey istemiş ve: «beni, i̇brâhim, i̇shâk ve yâkub gibi yap» demişti. allah ona şöyle vahyetti: «i̇brâhim’i ateşle sınadım, sabretti. i̇shâk’ı boğazlanmakla sınadım, sabretti. yâkub’u da sınadım, o da sabretti.»”

abd b. humeyd, i̇bnu’l-münzir, i̇bn ebî hâtim ve hâkim’in bildirdiğine göre i̇bn abbâs der ki: “sebîr dağının dibindeki kaya, hz. i̇brâhim’in, oğlunun yerine kestiği koçun yeridir. hz. i̇brâhim’e sebîr dağından, iri gözlü, boynuzlu ve meleyen bir koç i̇ndi. bu koç, hz. âdem’in oğlunun kurban ettiği zaman kabul edilen koçudur ve hz. i̇shâk’ın yerine kurban edilinceye kadar cennette bekletilmişti.”

bezzâr, ibn cerîr, ibn ebî hâtim, hâkim ve ibn merdûye’nin abbâs b. abdilmuttalib’den bildirdiğine göre resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “allah’ın peygamberi dâvud: «ey rabbim! i̇nsanların: “i̇brâhim’in, i̇shâk’ın ve yâkub’un rabbi” dediklerini duyuyorum. beni onların dördüncüsü yap» deyince, kendisine şöyle cevap verildi: «i̇brâhim ateşe atıldı, ama o benim için sabretti. i̇shâk benim için boğazlanmak üzere seve seve boynunu uzatmıştı. yâkub ise yûsuf’u kaybetti. bu belalar senin başına gelmedi.»”

​ibn ebî şeybe, abd b. humeyd, ibn cerîr ve beyhakî şu’abu’l-îman’da da bildirdiğine göre ubeyd b. umeyr der ki: hz. mûsa: “ey rabbim! i̇nsanların: “i̇brâhim’in, i̇shâk’ın ve yâkub’un rabbi” dediklerini duyuyorum. neden böyle diyorlar?” diye sorunca, yüce allah: “i̇brâhim, bana bir şey ortak koşulduğu zaman mutlaka beni ona tercih ederdi. i̇shâk benim için boğazlanmak üzere seve seve boynunu uzatmıştı. bunun dışındaki şeylerde de son derece cömertti. yâkub’a gelince, ben onun musibetini ne kadar arttırdımsa benim hakkımdaki hüsn-ü zannı o derece artmıştı” buyurdu.

deylemî’nin, i̇bn abbâs’tan bildirdiğine göre resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “allah, i̇shâk’ı kurban olmaktan kurtarınca, cibrîl gelip: «ey i̇shâk! ne i̇lk gelenlerden, ne de sonra gelenlerden hiç kimse senin sabrettiğin gibi sabretmedi. bu sebeple allah katında kabul edilecek bir duan vardır. o duayı yap» deyince, i̇shâk: «allahım! i̇lk gelenlerden ve sonra gelenlerden hangi kulun, allah’tan başka ilâh olmadığına şahadet ederse onu bağışla» diye dua etti. kardeşim i̇shâk bu duada beni geçti.”

abd b. humeyd’in bildirdiğine göre hasan(ı basrî) der ki: hz. dâvud: “ey rabbim! i̇nsanlar: “i̇brâhim’in, i̇shâk’ın ve yâkub’un rabbi” diyorlar. beni onların dördüncüsü yap” deyince, allah ona şöyle vahyetti: “sen henüz onların imtihan edildiği şeyle i̇btila edilmedin. i̇brâhim, bana bir şey ortak koşulduğu zaman mutlaka beni ona tercih etti ve ona her emrettiğim şeyi yerine getirdi. i̇shâk benim için boğazlanmak üzere seve seve boynunu uzatmıştı. yâkub’un i̇se en yakınını ondan alıp yüz yıl uzak tuttum, ama o benim rahmetimden ümidini kesmedi.”

abd b. humeyd’in bildirdiğine göre osmân b. hâdır der ki: hz. i̇brâhim, oğlu i̇shâk’ı boğazlayacağı zaman hanımı sâre’yi hayf mescidinde bıraktı ve i̇shâk’ı alıp çıktı. onu boğazlayacağı yere gelince, hz. i̇brâhim yanındakilere: “geride kalın” deyip oğlu i̇shâk’ın elinden tutup onunla yalnız kaldı ve: “yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. düşün bakalım, ne dersin?” dedi. oğlu: “babacığım, bunu sana rabbim mi emretti?” diye sorunca, hz. i̇brâhim: “evet ey i̇shâk!” cevabını verdi. i̇shâk: “emrolunduğun şeyi yap. i̇nşaallah beni sabredenlerden bulacaksın”² dedi. i̇kisi de allah’ın emrine boyun eğip, hz. i̇brâhim oğlunu yüzüstü yatırınca, i̇shâk, babasına: “babacığım, beni bağla ki, sana tutunmayayım” dedi. bunun üzerine: “ey i̇brâhim! rüyanı gerçekleştirdin” diye seslenilip, hz. i̇brâhim’e sebîr dağından bir koç i̇ndirildi. söylendiğine göre bu koç cennette kırk yıl süreyle otlamıştı. i̇shâk’ın kurban edilmesine gerek kalmayınca, i̇shâk rabbine dua edip hamd etti. bunun üzerine kendisine: “dua et, çünkü duan kabul edilecektir” diye vahyedilince, i̇shâk: “allahım! dünyadan, sana ortak koşmadan çıkanı cennete sok” diye dua etti. i̇bn hâdır der ki: hz. i̇brâhim, rabbine: “ey rabbim! hangi çocuğumu boğazlayayım?” diye sorunca, allah ona: “en çok sevdiğini” diye vahyetti.

ibn ebî hâtim’in bildirdiğine göre katâde anlatıyor: yüce allah, hz. i̇brâhim’e oğlunu boğazlamasını emredince, hz. i̇brâhim: “ey oğul! bıçağı bile” dedi. o zaman şeytan: “bu gün artık ben, i̇brâhim’in ailesinden istediğimi elde edebilirim” deyip hz. i̇brâhim’in karşısına tanıdığı bir dostu sûretinde çıkıp: “ey i̇brâhim! nereye gidiyorsun?” diye sordu. hz. i̇brâhim: “bir iş için gidiyorum” cevabını verince, şeytan: “vallahi, gördüğün bir rüya sebebiyle oğlunu kesmek dışında başka bir sebeple gitmiyorsun. rüya doğru da yalan da olabilir. gördüğün bir rüya sebebiyle de i̇shâk’ı boğazlaman gerekmez” dedi. şeytan, hz. i̇brâhim’den bir şey elde edemeyeceğini görünce, i̇shâk’a yönelip: “nereye gidiyorsun ey i̇shâk?” diye sordu. i̇shâk: “babamın bir işi için gidiyorum” cevabını verince, şeytan: “baban, seni kesmek için götürüyor” dedi. i̇shâk: “neden beni kesecek ki? sen oğlunu kesen bir baba gördün mü?” diye sorunca da, şeytan: “seni allah için kesecek” cevabını verdi. i̇shâk: “eğer beni allah için kesecekse sabrederim. allah buna layıktır” deyince, şeytan i̇shâk’tan da bir şey elde edemeyeceğini anlayınca sâre’ye gelip: “i̇shâk nereye gidiyor?” diye sordu. sâre: “i̇brâhim ile bir iş için gidiyorlar” cevabını verince, şeytan: “i̇brâhim onu boğazlamak için götürdü” karşılığını verdi. sâre: “sen, oğlunu kesen birini gördün mü!” deyince, şeytan: “onu allah için kesecek” karşılığını verdi. sâre: “onu allah için kesecekse, zaten i̇brâhim de, i̇shâk ta allah’ındır. allah da buna (kendisine kurban olunmaya) layıktır” deyince, ondan da bir şey elde edemeyeceğini anlayıp cemre’ye gidip şişerek büyüdü ve vadiyi kapattı. hz. i̇brâhim’in yanında melek vardı ve bu melek hz. i̇brâhim’e: “at ey i̇brâhim!” deyince, hz. i̇brâhim, her taşı peşinden tekbir getirerek yedi küçük taş attı ve bunun üzerine yol açıldı. şeytan ikinci cemrenin yanına gidip şişerek vadiyi kapattı. melek hz. i̇brâhim’e: “at ey i̇brâhim!” deyince, hz. i̇brâhim, her taşı peşinden tekbir getirerek yedi küçük taş attı ve bunun üzerine yol açıldı. böylece hz. i̇brâhim, oğlunu kurban edeceği yere gitti.

​ibn cerîr ve ibn ebî hâtim’in bildirdiğine göre süddî der ki: hz. i̇brâhim’e rüyasında: “adamış olduğun adağını yerine getir. sen: «eğer allah bana sâre’den bir oğlan verirse onu boğazlayacağım» diye adamıştın” denildi. hz i̇brâhim: “ey i̇shâk! yürü allah’a bir kurban takdim edelim” deyip bir bıçak ve ip aldıktan sonra beraber çıktılar. dağların arasına geldiklerinde çocuk: “babacığım, kurbanın nerede?” diye sordu. hz. i̇brâhim: ““yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. düşün bakalım, ne dersin?” dedi. oğlu: “babacığım, emrolunduğun şeyi yap. i̇nşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi ve şöyle devam etti: “babacığım, beni sıkı bağla ki çırpınmayayım. giysilerimi benden uzak tut ki, üzerine kan sıçrayıp ta sâre o kanı görüp üzülmesin. bıçağı boğazıma hızlıca vur ki ölümüm kolay olsun. sâre’ye gittiğin zaman, ona benden selam söyle.” hz. i̇brâhim, bağladığı oğlunu yatırırken hem kendisi, hem i̇shâk ağlıyordu. sonra bıçağı boğazına vurdu, ama bıçak kesmedi. yüce allah, i̇shâk’ın boğazına bakırdan bir levha koymuştu. sonra oğlunu alnı üzere yıktı, bıçağı boynunun arka tarafından geçirdiği halde yine bıçak hiçbir şekilde kesmedi. i̇şte yüce allah’ın: “i̇brahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca” buyruğu bunu anlatmaktadır. hz. i̇brâhim’e: “ey i̇brâhim! gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin” diye seslenildi. hz. i̇brâhim dönüp baktığında bir koç gördü ve koçu alıp oğlunu çözdü ve onu öperek: “bu gün ey oğlum, sen bana bağışlandın” demeye başladı.

abdurrezzâk, abd b. humeyd, ibn cerîr, ibnu’l-münzir, ibn ebî hâtim, hâkim ve beyhakî’nin şu’abu’l-îman’da bildirdiğine göre ka’b(u’l-ahbâr), ebû hureyre’ye: “sana i̇shâk’tan haber vereyim mi?” deyince, ebû hureyre: “evet” karşılığını verdi. bunun üzerine ka’b şöyle dedi: hz. i̇brahim’e, rüyâsında oğlu i̇shâk’ı boğazladığı gösterilince, şeytân: “şayet i̇brâhim’in ailesini bu sırada fitneye düşüremezsem bir daha asla fitneye düşüremem” dedi ve onlara tanıdıkları bir adam sûretinde göründü ve hz. i̇brahim, i̇shâk’ı boğazlamak üzere çıkınca gelip sâre’nin yanına girdi ve: “i̇brahim, i̇shâk’ı nereye götürdü?” diye sordu. sâre: “bazı ihtiyaçları için götürdü” cevabını verince, şeytân: “hayır vallahi” dedi. sâre: “neden götürdü?” diye sorunca ise: “boğazlamak için götürdü” cevabını verdi. sâre: “o, oğlunu boğazlamaz” deyince, şeytan: “evet boğazlayacak vallahi” karşılığını verdi. sâre: “neden boğazlayacak?” diye sorunca, şeytan: “rabbinin kendisine böyle emrettiğini iddia ediyor” cevabını verdi. bunun üzerine sâre: “eğer rabbi kendisine bunu emrettiyse, rabbine itaat etmekle güzel yapmış olur” dedi. şeytan oradan çıkıp, babasının ardından yürüyen i̇shâk’a yetişerek: “baban seni nereye götürüyor?” diye sordu. i̇shâk: “bazı ihtiyaçları için götürdü” cevabını verince, şeytân: “hayır vallahi, seni boğazlamak için götürüyor” dedi. i̇shâk: “babam beni boğazlamaz” karşılığını verince, şeytan: “evet boğazlayacak” dedi. i̇shâk: “neden?” diye sorunca ise şeytan: “rabbinin kendisine böyle emrettiğini iddia ediyor” cevabını verdi. bunun üzerine i̇shâk: “vallah, eğer rabbi kendisine bunu emrettiyse, ona itaat etmesi gerekir” dedi. şeytân i̇shâk’ı bırakıp hz. i̇brâhim’in yanına koştu ve: “oğlunu nereye götürüyorsun?” diye sordu. hz. i̇brâhim: “bazı ihtiyaçlarım için götürüyorum” cevabını verince, şeytan: “hayır vallahi. onu boğazlamak için götürüyorsun” dedi. hz. i̇brâhim: “neden onu boğazlayacağım?” diye sorunca, şeytan: “rabbinin sana böyle emrettiğini iddia ediyorsun” cevabını verdi. hz. i̇brâhim: “vallahi eğer rabbim bana böyle emrettiyse, emrettiğini yapacağım” dedi. bunun üzerine şeytan kendisine itaat edilmesinden ümidini keserek hz. i̇brâhim’i bıraktı. hz. i̇brâhim, i̇shâk’ı boğazlayacağı sırada ve i̇shâk ta rabbinin emrine teslim olmuşken, allah onu bağışladı ve fidye olarak ta büyük bir kurban gönderdi. hz. i̇brâhim: “kalk ey oğul! allah seni bağışladı” dedi. yüce allah, i̇shâk’a: “sana, kabul edeceğim bir dua verdim” diye vahyedince, ishak: “önce gelenlerden ve sonra gelenlerden, sana ortak koşmadan huzuruna çıkanları, şirk koşmadıkları müddetçe cennete koymanı istiyorum” diye dua etti.

rabbi reuven firestone yaptığı araştırmaya göre 131 rivayette kurban edilen çocuk ishak’tır, 133 rivayette ismail’dir. https://www.judaism-islam.com/was-abraham-commanded-to-sacrifice-isaac-or-ishmael/


habil ademoğlu 29/11/2025 


27 Kasım 2025 Perşembe

şarap ve haram yiyecekler


haram yiyecekler kaç tanedir?

-şafilere göre papağan ve zürafa eti haram.
-hanefilere göre kirpi ve ıstakoz haram.
-hanbelilere göre kaplumbağa ve ayı eti helal.
-malikilere göre timsah, aslan ve köpek helal.

allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (bakara 173)

ey iman edenler! açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokacak hususlarda soru sormayın. kuran indirilirken böyle sorular sorarsanız size açıklanır. allah onlardan sizi muaf tutmuştur. allah çok bağışlayıcıdır, halîmdir. (maide 101)

sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu. (maide 102)

de ki: "bana vahyolunan kuran’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir." şüphesiz rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. (enam 145)

allah size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. ama kim mecbur olur da istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan yemek zorunda kalırsa şüphesiz ki allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (nahl 115)

dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, allah’a karşı yalan uydurmak için, "şu helâldir", "şu haramdır" demeyin. allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler. (nahl 116)

peygambere tereyağı, peynir ve yaban eşeği helal mi diye soruldu. dedi ki: “allah’ın kuran’da haram kıldıkları haramdır, hakkında konuşmadığı şeyler ise helaldir.” (tirmizi 1726 ve ibni mace 3367)

bu hadise rağmen sünnilerin 4’ten fazla haram yiyeceği ve içeceği vardır. sünniler islama ilave yapmaktadır. dine bir şey eklemek, bir şey çıkarmak gibidir. harama helal demek nasıl küfürse, helale haram demek öyle küfürdür. 

allah, şarabı ve alkollü içecekleri yasaklamamıştır. sadece dört şeyi yemek içmek haramdır: kan, leş, domuz, put için kesilen kurban… 

(mebsut 24/10)
hz ömer, hristiyanların getirdiği üzüm şarabını sulandırarak içti. ubade bin samit bunun haram olduğunu söyleyince hz ömer ona ahmak diyerek kızdı.

(mebsut 24/13)
ebu yusuf’a göre sarhoş olana kadar nebiz içmek helaldir. süt bile eğer çok içildiğinde sarhoş ederse o zaman haram olur. haram olan sarhoşluktur. doyana kadar yemek yemek helaldir fakat doyduktan sonra yemek haramdır içki için de aynı durum geçerlidir.

(mebsut 24/17)
hz ömer’e sarhoş bir bedeviyi getirdiler. hz ömer adamın yanındaki içkiyi sulandırdı, arkadaşlarıyla birlikte içti sonra da bedeviyi sarhoş olduğu için dövdü.

(incil, 1.timoteos 5.bap)
yalnız su içme. miden ve diğer hastalıkların için biraz da şarap iç.

eski devirlerde sular kirliydi. alkol antibakteriyel olduğu için suya katılınca mikropları kırardı. şarap eski devirlerde bir nevi zaruretti. 

(incil, matta 26.bap)
isa şarap kasesini aldı, şükretti ve onlara verdi, hepiniz bundan için dedi çünkü bu kanımdır.

(maide 114)
hani havariler gökten sofra istemişlerdi. isa şöyle dua etmişti. allah’ım bize gökten bir sofra indir ki bizden öncekiler ve sonrakiler için bir bayram olsun. 

görüldüğü üzere isa, son akşam yemeğinde şarap içiyor dikkat edin bu sofra gökten inmişti yani sofraya şarabı koyan bizzat allah’tı ayrıca kuranda geçen ve kutlamamız gereken tek bayram budur. bu bayramda isa’yı hatırlamak için onun kanını temsil eden bir kase şarap içilmelidir. 

(maide 90-93 özet)
içki ve kumar şeytan işi pisliktir, uzak durun. iman edip salih amel işleyenlere ve iman edip salih amel işleyenlere ve iman edip salih amel işleyenlere tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur.

demek ki aklı başında salih kimselerin şarap içmesinde sakınca yoktur fakat kötü insanların şarap içmesi onların ancak kötülüğünü artırdığı için şeytan işi bir pisliktir. 

(bakara 219)
sana şaraptan sorarlar, de ki faydası vardır ancak zararı da vardır. zararı faydasından çoktur. 

dikkat edin yasaklama yok, sadece uyarı ve ikaz var. 


habil ademoğlu 28/11/2025

hadislerde tevrat ve incil'in tahrifi


(buhari 7552)
hiç kimse allah’ın kitaplarını lafzen değiştirip bozamaz ancak onları batıl şekilde yorumlayabilirler. 

(tirmizi 2655)
yahudilerin ve hristiyanların yanında tevrat ve incil olmasına rağmen onunla amel etmiyorlar. işte kuran’ın aranızdan kaldırılması böyle olacak. 

(ebu davud 4449)
rasulullah “tevrat'ı getirin.” diye emretti. tevrat getirilince onu eline aldı ve şöyle dedi: “sana ve seni indirene iman ettim.” 

(ibni kesir tefsiri ali imran 78)
vehb bin münebbih dedi ki: "tevrat ve incil, allah'ın indirdiği şekliyle hiçbir harfi değiştirilmeden kalmıştır ancak onlar tahrif ve yanlış yorumlarla insanları saptırmaktadırlar. allah'ın kitapları korunmuş ve değişime uğramamıştır." ibni abbas’tan rivayetle imam buhari dedi ki: "hiç kimse allah'ın kitaplarından birini silip yok edemez fakat onu tahrif edebilir yani hakiki anlamının dışında tevil edebilir.” 

(fahrettin razi tefsiri bakara 174)
kelamcılara göre tevrat ve incil'in tahrif edilmesi imkansızdır çünkü bu iki kitap tevatür derecesine ulaşmıştır. bu kitapların gizlenmesi ancak ayetlerin hakiki anlamlarının batıl teviller yoluyla bozulmasıyla mümkündür.

(taberani, mucem)
إِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَتَبُوا كِتَابًا، فَاتَّبَعُوهُ، وَتَرَكُوا التَّوْرَاةَ
sahabe ebu musa el eşari, rasulullah'tan aktardı: "israiloğulları bir kitap yazdılar, ona tabi oldular ve tevrat'ı terkettiler.”

(ibni sad, tabakat, 1562)
قال قاسم بن محمد كَثُرَتِ الاحاديث على عهد عمر بن الخطاب فانكر ذلك وامر ان يؤتى بها فلما اتي بها امر بتحريقها ثم قال انها مثل مشنا اهل الكتاب فمنعني يومئذ من كتابة الحديث
kasım bin muhammed dedi ki: "hz ömer zamanında hadisler çoğalınca hz ömer hepsini toplayıp yaktırdı. bana da yazmayı yasakladı." hz ömer dedi ki: "yahudiler gibi yapıyorsunuz, onlar tevrat'ı bırakıp mişna'yı yazdılar.”

(ahmed bin hanbel, müsned, abdullah bin amr)
عمرو بن العاصي: أنه قال: رأيت فيما يرى النائم: لكأن في إحدى إصبعي سمنا، وفي الأخرى عسلا، فأنا ألعقهما، فلما أصبحت، ذكرت ذلك لرسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: " تقرأ الكتابين: التوراة والفرقان "، فكان يقرؤهما.
rüyamda bir parmağımdan yağ diğerinden bal yiyordum. rüyamı rasulullah'a anlattığımda "kuran ve tevrat okuduğun için bunları rüyanda görmüşsün." dedi.

(maturidi tefsiri maide 13)
yuharrifune el kelime an mevadihi, muhtemelen yahudiler ayetlerin yorumunu değiştiriyorlar sonra da allah’tan gelen işte budur diyorlardı. 

(zemahşeri tefsiri maide 41)
yuharrifune el kelime an mevadihi, yani sözü sağa sola süründürüp yok ederler. kelimeyi allah’ın vazettiği kök anlamından koparıp hiç bağlamı olmayan alakasız yerlere çekerler. 

(beydavi tefsiri bakara 75)
tevrat’ın tahrif edilmesi yahudilerin onu keyiflerine göre tevil ve tefsir etmeleri olabilir. 


و تحريف الكلام عن مواضعه: تغيير معاني الكلام 
tahrif, sözün anlamını değiştirmektir. (el sahih fil luğa)

حرف الكلام: أعطاه تفسيرا مغايرا لمقاصده الأصلية
sözü tahrif etmek: ona asıl maksadına aykırı bir yorum vermektir. (el ğaniy)

وتحريف الشيء: إمالته، كتحريف القلم، وتحريف الكلام: أن تجعله على حرف من الاحتمال يمكن حمله على الوجهين
bir şeyi tahrif etmek: onu eğip bükmektir, kalemi eğmek gibi. sözün tahrifi ise onu iki tarafa da çekilebilecek bir duruma sokmaktır. (rağıp el isfehani, müfredat)

(buhari 3635)
yahudiler zina hükmü için muhammed'in yanına gelip tevrat’ta recm yoktur dediler. sahabe abdullah bin selam: “yalan söylüyorsunuz, tevrat’ta recm vardır.” dedi. bunun üzerine tevrat’ı getirdiler. recm ayetinin üstüne ellerini koyarak ayeti gizlemeye çalıştılar ancak abdullah bin selam onlara kızdı. ellerinizi kaldırın dediler ve ellerini çekince tevrat’ta recm ayetinin yazılı olduğunu herkes gördü. 

(tevrat, devarim 22.bap)
bakire bir kız nişanlıysa ve şehirdeyken bir adam karşısına çıkar ve onunla yatarsa, her ikisini de şehir kapısından dışarı çıkaracak ve taşlayarak öldüreceksiniz. kız şehirde oldukları halde bağırmadığı için ölecek, adam da komşusunun karısını alçalttığı için ölecek. böylece aranızdan kötülüğü kaldıracaksınız.

(buhari 4485)
yahudi ve hristiyanlar tevrat’ı ibranice okur, onu müslümanlara arapça olarak tefsir ederlerdi. bunun üzerine rasulullah: “ehli kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın. şöyle deyin: ‘allah’a iman ettik ve bize indirilenlere iman ettik…’” buyurdu.

(maide 45)
tevrat’ta üzerlerine şöyle yazmıştık: cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. 

(tevrat, devarim 19)
acımayacaksınız. cana can, göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak.

(ali imran 93)
tevrat indirilmeden önce israil'in kendine haram kıldığı şey dışında her şey israiloğullarına helal idi. de ki: “eğer inanmıyorsanız hemen tevrat’ı getirip okuyun.” 

(tevrat, bereşit 32.bap)
yakup kalçasından ötürü topallıyordu. bu yüzden israiloğulları hâlâ hayvanın kalça sinirini yemezler çünkü yakup’la güreşen adam onun uyluk kemiğini incitmişti. 

habil ademoğlu 27/11/2025




25 Kasım 2025 Salı

kabir azabı var mı

kabir azabı aleyhine ayetler:

1-) her nefis ölümü tadacaktır ve yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü size verilecektir. cehennemden uzaklaştırılıp cennete alınan kişi kurtulmuştur. dünya hayatı aldatmacadan ibarettir. (ali imran 3:185)

2-) vay başımıza gelene! bizi kim uyandırdı? meğer peygamberler doğru söylüyormuş. (yasin 36:52)

3-) ölüyle diri eşit değildir. allah dilediğine işittirir. sen ölülere işittiremezsin. (fatır 35:22)

4-) bil ki sen ölülere işittiremezsin. (neml 27:80)

5-) bil ki sen ölülere işittiremezsin. (rum 30:52)

6-) ölüler hiçbir şeyin farkında değildir. (vaiz 9:5)

7-) ölüler seni anamaz, mezardakiler seni yüceltemez. (mezmurlar 6:5)

kabir azabı lehine ayetler:

1-) allah onu onların tuzaklarından korudu ve firavun çetesini azabın en kötüsü kuşattı. (mümin 40:45)

2-) sabah akşam ateşe verilirler ve saat vakti firavun çetesine azabın en şiddetlisine girin denilecek. (mümin 40:46)

3-) bir zamanlar mor ve ince keten giysiler giyen, her günü gösterişli bir şekilde geçiren zengin bir adam vardı. kapısının önüne ise vücudu yaralarla kaplı olan yoksul lazar bırakılırdı. lazar, zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmak isterdi ve köpekler gelip yaralarını yalardı. bir süre sonra lazar öldü; melekler onu ibrahim’in yanına götürdü. zengin adam da öldü ve gömüldü. o, ahirette azap içindeyken başını kaldırıp uzakta ibrahim’i ve onun yanında lazar’ı gördü. “ey efendi ibrahim, merhamet et” dedi, “lazar’ı gönder; parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Çünkü bu ateşin içindeyim.” ibrahim ona, hayattayken senin iyiliklerle, lazar’ın ise kötülüklerle karşılaştığını; şimdi ise onun teselli gördüğünü, kendisinin ise azap çektiğini söyledi. (luka 16.bap) 

değerlendirme: kabir azabı yoktur. ayetler açıktır. lazarın hikayesi bir benzetmeden ibarettir. firavunun azabı ise kıyamet günü gerçekleşecektir. ve bağlacı beyan anlamında kullanılmıştır nesak anlamında değildir. sabah akşam ateşe verilirler yani kıyamet gelince… atf-ı beyan, vav-ı tefsiriye gibi isimlerle ifade edilir. 

ayrıca eğer kabir azabı olsaydı ayetlerde kabirde kafirlerin nasıl işkence çekeceği anlatılırdı. kuranda ne kabirde görülen azab, ne kabirde yapılan sorgu sual, ne kabirde görülen mükafat vs hiçbiri yoktur. bunların yokluğu açık bir delildir. 

habil ademoğlu 26/11/2025 



22 Kasım 2025 Cumartesi

nuh'un karısı ve bilmecelerle konuşan allah

1-) musa ile açıkça konuşurum, üstü kapalı veya bilmecelerle değil. (bamidbar 12:8)

2-) ağzımı bir meselle açacağım. dilimden çok eski bilmeceler dökülecek. (tehillim 78:12)

3-) onun mektuplarında anlaşılması güç bazı şeyler vardır; cahil ve kararsız kişiler bunları da öteki yazılar gibi çarpıtarak kendi felaketlerine sebep olurlar. (2.petrus 3:16)

4-) kitabın bir kısmı muhkem bir kısmı müteşabihtir. kalbinde eğrilik olanlar müteşabihlerin peşine düşüp olmadık teviller yaparlar. onların anlamını ancak ilimde derinleşenler bilir. (ali imran 3:7)

kutsal kitaplar bir bilmece bulmaca gibidir. yapbozun parçalarını birleştirerek bazı meseleleri anlayabilirsiniz. mesela:

5-) nuh çadırda çıplak oldu, kenan’ın babası ham iki kardeşine haber etti. sam ve yafet bir örtü getirip babalarının çıplaklığını örttüler. nuh sarhoşluktan ayıldığında oğlunun ona ne yaptığını anladı. kenan’a lanet etti. yafet sam’ın çadırında otursun diyerek dua etti. (bereşit 9:20-27)

hiçbir şey anlamadınız değil mi? 

6-) nuh’un ve lut’un karılarını allah ibret olarak gösterdi. ikisi de salih kullarımızın nikahı altındayken onlara ihanet ettiler. kocaları onları allah’ın azabından koruyamadı. (tahrim 66:10)

üçüncü görüş: “nuh’un yatağında gayr-ı meşru şekilde doğan bir çocuk vardır.” diyenlerdir. bu görüşü söyleyenler tahrim suresi 10.ayetini delil getirmişlerdir. (fahrettin razi tefsiri hud 42-43)

tevrat, nuh’un karısının nuh’u kendi oğluyla aldattığını fakat nuh’un bundan gafil olduğunu, durumu sonradan farkettiğini ve namusunu yafet ve sam’ın temizlediğini üstü kapalı olarak anlatıyor. durumu öğrenen nuh, oğlu ham ve torunu kenan’a lanet ediyor. 

nuh, yafet’in sam’ın çadırında oturması için dua ediyor. çadır = din, tapınak demektir. sam bugünkü arapların ve ortadoğuluların babasıdır. yafet ise avrupalıların ve türklerin babasıdır. bütün avrupa, amerika, rusya ve türkiye coğrafyası ya hristiyandır ya müslümandır. yani tevrat’taki kehanet gerçekleşmiştir. 

şimdi sizlere anlattığım kriptografik kuran mucizesini hatırlayın. kuran, kriptografik bir bulmaca ile kodlanmış ve şifrelenmiştir. hem anlam olarak hem yapı olarak. bu yazıyı uzatmak mümkündür ancak bu kadarı aklı olan için yeterlidir.


habil ademoğlu 22/11/2025


21 Kasım 2025 Cuma

ayın yarılması hurafesi

(maturidi tefsiri)
eğer resulullah döneminde ay yarılmış olsaydı bunu herkes bilirdi, kimseye gizli kalmazdı. 

(kurtubi tefsiri)
ay henüz yarılmamıştır, kıyamete yakın yarılacaktır. bu cumhurun görüşüdür. 

(buhari 3868)
mekkeliler muhammed'ten mucize göstermesini istediler o da ayı ikiye ayırdı. 

(isra 59)
bizi mucize göndermekten alıkoyan şey öncekilerin mucizeleri yalanlamış olmasıdır. 

(enam 35)
onların yüz çevirmesi sana ağır geliyorsa göğe bir merdiven daya ordan bir mucize getir. allah dileseydi elbette herkes hidayet bulurdu sakın cahillerden olma.

habil ademoğlu 21/11/2025


20 Kasım 2025 Perşembe

hadisler olmasaydı namaz kılamazdık

hadisler olmasaydı namaz kılamazdık diyenlere 10 problem... bilakis hadisler varken namaz kılamayız. 

1-) imam şafii besmele açıktan okunur diyerek ebu hureyre'nin hadisini delil getirmiştir. muaviye, medine'de namaz kıldırıp besmeleyi gizli çekince halk ona tepki gösterdi. namazdan hırsızlık mı yapıyorsun dediler. hanefiler besmele açıktan okunmaz diyerek abdullah bin el-muğaffel'in hadisini delil getirmiştir. oğlunun namazda besmeleyi açıktan okuduğunu görünce ona kızıp “oğlum sakın islamda olmayan bir şey islama sokma; ben rasulullah'ın, ebubekir'in ve ömer'in arkasında namaz kıldım. onlar besmeleyi açıktan çekmezlerdi.” demiştir. (mebsut c1 / sf29)

2-) 20 sene namaz kılan peygamberin daha besmeleyi nasıl çektiği bilinmiyor. dikkat edin iki mezhebin delil getirdiği hadiste peygamber bazen açıktan bazen gizliden okudu gibi bir durum yok. hanefi diyor ki 20 sene gizliden okudu, şafii diyor ki 20 sene açıktan okudu. aklı başında olan kimse için tek misal yeter.

3-) şafilere göre fatihasız namaz kabul olmaz çünkü sahih hadis var. hanefilere göre fatihasız namaz kabul olur. 

4-) şafilere göre namazda salavat çekmek farzdır çünkü sahih hadis var. hanefilere göre namazda salavat farz değildir. 

5-) abdest alırken önce kolunu sonra yüzünü yıkayan kişinin namazı batıl mıdır? şafilere göre allah bu namazı kabul etmez çünkü sahih hadis var. hanefilere göre namazı geçerlidir çünkü sahih hadis var. (mebsut 1/108)

6-) şafilerin hadisleri doğruysa hanefiler rasule itaat etmediği için allah’a itaat etmemiş olurlar ve namazları makbul olmadığı için cehenneme giderler. 

7-) hanbelilere göre tek başına namaz kılmak haramdır. cemaatle namaz kılmak farzdır çünkü ayette diyor ki "rüku edenlerle birlikte rüku edin." evet bu ayeti kafalarına göre yorumlayıp böyle absürd derecede zor bir hükme farz diyerek allah ve peygamber adına yalan uydurmuşlardır. 

8-) hasan basri'ye göre namazda kıraat sadece ilk rekatta farzdır. hanefilere göre ilk 2 rekatta farzdır. malikilere göre ilk 3 rekatta farzdır. şafilere göre her rekatta farzdır. hasan bin salih’e göre kıraat farz değildir. süfyan’a göre son 2 rekatta kıraat mekruhtur. bunları fahrettin razi’nin tefsirinde fatiha suresinin 4.babında ve mebsut’un ilk cildinde okuyabilirsiniz. dikkat edin, farz demek allah’ın emri demektir. allah hangisini emretti? allah adına hüküm koyanlara tağut denir. 

9-) rasulullah güven ortamının zirvesindeyken minada bize namazları ikişer rekat olarak kıldırdı. (buhari 1083) namazların rekat sayısında bile ihtilaf vardır. hadise göre rasulullah hiçbir sebep yokken bir gün boyunca namazları ikişer rekat kıldırmış. 

10-) 
وروى يونس بن بكير عن سالم مولى أبي المهاجر قال : سمعت ميمون بن مهران يقول : كان أول الصلاة مثنى ، ثم صلى رسول الله صلى الله عليه وسلم أربعا فصارت سنه ، وأقرت الصلاة للمسافر وهي تمام
namaz önceden ikişer rekat olarak kılınırdı, rasulullah daha sonra dört kılmaya başladı bu haliyle sünnet oldu. (ibni ishak, siret 2.cilt sf117) ilk hadisi destekleyen ikinci rivayet. hadisin ravileri sikadır. 

—---------
namaz nedir ve nasıl kılınır? 

1-) musa’ya ve kardeşine şöyle dedik: evlerinizi kıble yapın ve namazı dosdoğru kılın. (yunus 10:87)

2-) musa’ya ve harun’a şöyle dedik: akşam üstü herkes evinde fısıh kurbanı kessin. (şemot 12.bap) 

namaz = kurban duası. yahudiler günde üç defa kurban kesip kurbana doğru dua ediyorlardı. kıble, kurbanın sunulduğu tapınaktır. evin kıble yapılması, kesilen hayvana yönelerek dua etmek demektir. isa’nın kurban edilmesiyle birlikte artık kurban kaldırıldı fakat duası baki kaldı. 

3-) ey yahudiler namazı kılın, zekatı verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin. (bakara 2:43)

4-) dinle ey israil tanrıyı bütün aklınla bütün canınla bütün yüreğinle seveceksin en önemli emir budur, komşunu da kendin gibi seveceksin ikinci önemli emir de budur. (matta 22.bap) 

namaz = allah’ı bütün aklınla, bütün canınla, bütün yüreğinle sevmektir. bu da kurbanla ispatlanır. en önemli emir budur.

zekat = ikinci en önemli emirdir. komşunu sevmektir. komşusunu seven ona yardım eder. kuru kuruya seni seviyorum demek boştur. salih amelsiz iman ölüdür. burada komşudan kasıt en yakınındaki insanlardır. 

5-) daniel günde 3 defa yeruşalim’e doğru diz çöküp tanrı'ya dua ederdi. (daniel 6:10)

6-) kurban sunularını belli vakitlerde bana takdim edeceksiniz. (bamidbar 28:2)

7-) ishak akşam üstü namaz kılmak için sahraya çıktı. gözlerini kaldırıp baktığında develerin geldiğini gördü. (bereşit 24:63)

8-) ibrahim bir sunak yaptı ve tanrıya yalvarmaya başladı. (bereşit 12:8)

9-) ibrahim sabah erkenden kalktı ve daha önce yahve’nin önünde durduğu yere gitti. (bereşit 19:27)

10-) bir kuzuyu sabahleyin bir kuzuyu da akşam üstü kurban olarak sunacaksın. (şemot 29:39)

11-) sunulan kurban sabaha kadar yanmaya devam edecek. (vayikra 6:9)

12-) duam akşam sunusu gibi olsun. (tehillim 141:2)

13-) doğru hükümlerinden ötürü günde 7 kez seni överim. (tehillim 119:164)

sabah, akşam üstü ve akşam sunusu olarak 3 tane kurban dolayısıyla farz olan 3 tane namaz vardır fakat dileyen hz davud gibi 7 vakit namaz kılabilir. hz isa da 7 vakit namaz kılmıştır, hz muhammed de çok kılmıştır ancak işin asgarisi daniel nebinin yaptığı gibi 3 vakittir. 

14-) sabah namazından önce ve gece namazından sonra odanıza girmek isteyen çocuklarınız izin alıp öyle girsinler. (nur 24:58)

15-) namazları özellikle orta namazı koruyun, kıyam edin. (bakara 2:238)

kuranda 3 namazın adı geçmektedir. sabah namazı, gece namazı ve bu ikisinin ortasındaki orta namaz yani ikindi namazı, buna akşam üstü sunusu denir, hava aydınlıktır zira ishak namaz kılarken develerin uzaktan geldiğini görebilecek kadar hava aydınlıktır. 


16-) güneşin gün ortasında sarkmasından geceye kadar namazını kıl. (isra 17:78)

17-) gündüzün iki tarafında namaz kıl ve gecenin de gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. (hud 11:114)

18-) cuma günü namaza çağırıldığınız vakit ticareti bırakıp zikre koşun sonra allah'ın fazlını aramak için yeryüzüne dağılın. (cuma 62:9-10)

cuma namazı diye özel bir namaz yoktur, cuma günü kıldığımız bu namaz orta namazdır çünkü ticaretin yapıldığı saatler bellidir. 

19-) namaz kılarken kurandan kolayınıza geleni okuyun. (müzzemmil 73:20)

20-) sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaz kılmayın. (nisa 4:43)

21-) beni hatırında tutmak için namaz kıl. (taha 20:14)

22-) sen müminler arasında bulunup onlara namaz kıldırdığında onlardan bir grup seninle birlikte namaza dursun ve silahlarını yanlarına alsınlar onlar secde ettiklerinde geri çekilsinler diğer grup henüz namaz kılmamış olanlar gelsin ve seninle birlikte namaz kılsınlar ancak tedbirli olup silahlarını yanlarına alsınlar çünkü kâfirler sizin silahlarınızdan ve eşyanızdan habersiz olmanızı isterler. (nisa 4:102)

görüldüğü üzere hz muhammed’in kıldırdığı farz olan namaz tek bir secdeden ibarettir. bunun dışındakiler nafiledir. sahabeler secdeye vardığı an allah bunu tam bir namaz olarak kabul etmiştir. namazın kısaltılmasını ise süresinin kısaltılması olarak anlıyorum zira kutsal kitaplarda rekat diye bir şey yoktur. namaz son derece esnek ama farz bir ibadettir. allah’ı hatırlamak için kılınır ve allah’ım seni seviyorum demenin lisan-ı halidir. 

bonus: 

bana 8 hac boyunca hizmet etmene karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. (kasas 28:27)

firavuna dediler: halkımı bırak gidelim çölde hac yapacağız. (şemot 5:1) [veyahogguli bamidbar] 

israiloğullarını mısır'dan çıkardığım günden beri bir beytte oturmadım. çadırlarda dolaştım. (2.samuel 7:6)

o gün gelmeden önce hakikata isyan başlayacak ve o [deccal] eşkiya adam tanrının mabedinde [kabe’de] oturacak ve kendini tanrı gibi gösterecek. (2.selanik 2:3-4)

habil ademoğlu 20/11/2025



3 Kasım 2025 Pazartesi

hadis ve talmut sahtekarlığı

1-) hadis usulü yalanı: ravi zinciri

ravi zinciri olan her şey doğrudur.
hadislerin ravi zincirleri vardır.
o halde hadisler doğrudur. 

yahudilerin hadis kitabı olan talmut’un hz musa’ya uzanan muttasıl ravi zinciri:

ונמצא רב איש עד משה, ואיש מפי איש: (א) רב אשי, (ב) רבה, (ג) רב הונא, (ד) רב יהודה, (ה) מרי יוחנן ורב ינאי, (ו) מרי יהודה ורב ישמעאל, (ז) מרי נחוניא בן הקנה, (ח) מרי שמעון הצדיק, (ט) מרי שמעון בן גמליאל הזקן (א) מרי שמעון בן גמליאל אביו, (ב) מרי הלל הזקן ושמעי, (ג) מרי שמעון הצדיק ואנטיגנוס, (ד) מרי אלעזר בן ערך ורבי אליעזר הגדול, (ה) מרי עקיבא, (ו) מרי ישמעאל, (ז) מרי מאיר, (ח) מרי יהודה, (ט) מרי יוסי, (י) מרי יוסי בן חלפתא, (כ) מרי יהודה בן בתירא, (ל) מרי נחוניא בן הקנה, (מ) מרי פנחס בן יאיר, (נ) מרי אליהו, (ס) מרי יהושע, (ע) מרי אלעזר בן ערך, (פ) מרי אלעזר בן עזריה, (צ) מרי מאיר, (ק) מרי יהודה בן תימא, (ר) מרי אלישע בן אבויה, (ש) מרי יהושע בן פרחיה, (ת) מרי מתתיה בן חרש, (אא) מרי יוסי בן יועזר, (בב) מרי יוסי בן יוחנן, (גג) מרי מתתיה בן שמעי, (דד) מרי שמעון בן שטח, (הה) מרי יהודה בן טבאי, (וו) מרי נחוניא בן הקנה, (זז) מרי יהודה בן בתירא, (חח) מרי פנחס בן יאיר, (טט) מרי אליהו, (יי) מרי אלישע, (ככ) מרי יהושע, (לל) מרי אלעזר בן ערך, (ממ) מרי משה רבנו עליו השלום, מפי הגבורה.

2-) hadis usulü yalanı: sika raviler

sika ravilerin söylediği her şey doğrudur.
hadisleri sika raviler söylemiştir.
o halde hadisler doğrudur.

yahudilerin hadis usulü kitabında sika ravilerin talmut’u hz musa’dan rivayet etmeleri: 

mişna ve talmut hahamları bütün rivayetleri kendilerinden önceki adalet sahibi, güvenilir alimlerden sözlü olarak almıştır. o büyük alimler bütün rivayetleri yeşiva başkanı ve ona bağlı akademilerden kesintisiz bir zincirle anşe kneset ha-gedola’dan, onlar da peygamberlerden tamamen kesintisiz bir ravi zinciriyle almıştır. işte bu rivayet alma kitabı bu gerçeği ispatlamak için yazılmıştır. (sefer ha-kabala) 

bizim talmut ravileri hele hele mişna alimleri tevrat’ta yer alan bir hükmü takyid ve tahsis etmek için umumi kabul gören prensipler ve din alimlerinin içtihatları dışında küçük bir mesele bile olsa kendi kafalarına göre isnatsız bir şey söylemediler ve öğretmediler. eğer bir kafir zındık “ben rabbilerden şüphe ediyorum çünkü her meselede ihtilaf etmişler.” deyip kafanı karıştırırsa ona söyle: bizim alimlerimiz asla ana meselelerde ihtilaf etmezler fakat asıl hükmün teferruatlarında ihtilaflar ederler. mesela onlar şabat günü kandil yakılıp yakılmayacağı konusunda ihtilaf etmemişlerdir bilakis şabat kandilinin ne ile yakılıp ne ile yakılmayacağı hususunda ihtilaf etmişlerdir. o alimler hocalarından ana hükümleri işiterek alıyorlardı fakat her detayı alma imkanları yoktu. (sefer ha-kabala)

efendimiz musa yazılı tevrat’ta olmayan birçok şey söyledi, mesela kurbanlık hayvanın nasıl kesileceğini bize musa anlatmıştır. bu talimatları yeşu’nun almaması imkansızdır. yeşu, yazılı ve yazısız tevrat’ı zekenim’e nakletti, zekenim peygamberlere nakletti, peygamberler yüksek din şurası üyelerine nakletti. (sefer ha kabala) 

cabir el cufi, ebu hanife’ye göre yalancının tekidir ancak diğer alimlere göre sika bir ravidir. haris el aver, ata el-horasani adındaki iki ravi ebu hanife’ye göre güvenilir ve dürüst kişiler iken diğer alimlere göre zayıftır. (mehmet turan, usul alimlerinin mürsel hadise yaklaşımı adlı makalesinden)

ebu hanife, yahya bin main’e göre sika bir ravi iken buhari başta olmak üzere birçok alime göre deccal ve şeytandır. 

hz aişe’nin yeğeni olan urve, tabiinin büyük alimlerinden zühri’ye göre asla hadis alınmaması gereken biridir (ahmed bin hanbel, kitabul ilel 2650) ancak kütübü sitte yazarlarına göre sika bir ravidir. eğer zühri sika bir ravi ise kütübü sittede yer alan urve’nin naklettiği 1727 hadisi bırakmamız gerekir. eğer urve sika bir ravi ise o zaman urve’yi cerh eden zühri sika değildir, zühri’yi reddetmemiz gerekir ancak sünniler hem urve’yi hem zühri’yi aynı anda kabul etmektedir. 

ulema bazen bir sahabe sözünü alır bazen bırakır çünkü ihtilaf edilmemiş, bize doğru düzgün nakledilen sahabe sözü pek azdır. (imam şafii, er-risale 1811)

3-) talmut’u reddeden karaim yahudilerinin eleştirileri:

madem talmut tanrı katından ise o halde neden tevrat kadar kesin ve tartışmasız değildir? yahve'nin emirlerine bir şey eklemeyin ve onlardan bir şey çıkarmayın. (tesniye 4:2) diye ayet olmasına rağmen nasıl olur da tevrat’ın yanına ek bir kaynak koyulur? birbiriyle tamamen zıt hükümleri içeren, sonu gelmez tartışmaların ve uydurmaların yer aldığı talmut'un tanrı katından olduğu nasıl söylenir? (said toprak, talmud ve hadis sf:61-62 özet)

4-) yahudi fıkıh-tefsir usulleri:

rabbi eliezer bin yosa ha-galili’nin 32 yorum kuralı
rabbi yişmael’in 13 yorum kuralı
hilel’in 7 yorum kuralı
rabbi akiva’nın 3 yorum kuralı

5-) rasulullah’ın ve sahabelerin talmut’a bakışları: 

إِنَّ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَتَبُوا كِتَابًا، فَاتَّبَعُوهُ، وَتَرَكُوا التَّوْرَاةَ
sahabe ebu musa el eşari, rasulullah'tan aktardı: "israiloğulları bir kitap yazdılar, ona tabi oldular ve tevrat'ı terkettiler.” (taberani, mucem)

قال قاسم بن محمد كَثُرَتِ الاحاديث على عهد عمر بن الخطاب فانكر ذلك وامر ان يؤتى بها فلما اتي بها امر بتحريقها ثم قال انها مثل مشنا اهل الكتاب فمنعني يومئذ من كتابة الحديث
kasım bin muhammed dedi ki: "hz ömer zamanında hadisler çoğalınca hz ömer hepsini toplayıp yaktırdı. bana da yazmayı yasakladı." hz ömer dedi ki: "yahudiler gibi yapıyorsunuz, onlar tevrat'ı terkedip mişna'yı yazdılar.” (ibni sad, tabakat 1562)

peygamber ölüm döşeğindeyken: "getirin size bir kitap yazayım ki benden sonra yoldan çıkmayasınız." dedi. hz ömer: "allah'ın kitabı bizlere yeter. peygamber hasta olduğu için ne dediğini bilmiyor." dedi ve kağıt getirilmesini engelledi. (buhari 7366)

kuran'da borçları ve vasiyeti yazın diye emir var ama hadisleri yazın diye emir neden yok? dört halifemiz kuran’ı toplamak için heyet kurdu ama hadisleri toplamak için neden heyet kurmadı?

rasulullah, 10 sene boyunca medine’de cuma namazı kıldırıp hutbe verdi. bir senede 52 hafta olduğundan 10 senede 520 tane cuma namazında hutbe verip konuştu. bu konuşmalar dini konuşmalardı ve umuma hitaptı. peki rasulullah’ın cuma hutbeleri nerede? hadisler yazılması gereken şeyler ise hz muhammed bu hutbeleri niçin yazdırmamıştır? yazdırdıysa 75.hutbesini getirin.  

6-) icmaya karşı gelmek sapıklık mıdır?

hz ömer ve bütün sahabeler mirasta avliye ve reddiye yaparken ibni abbas icmaya karşı gelerek ashabulferaiz’den bazılarını diğerlerine tercih etmiştir. (tdv islam ansiklopedisi)  

amr bin as, seferdeyken gece ihtilam oldu. teyemmüm alarak namaz kıldırdı. bütün sahabeler onu rasulullah’a şikayet etti. ya rasulullah gece çok soğuktu. hasta olmaktan korktum. kendinizi helak etmeyin ayeti aklıma geldi. onun için böyle yaptım diye kendini savundu. peygamber gülümsedi ve bir şey demedi. (ebu davud 334) 

allah'a ihlasla teslim olan bir kişi tüm meselelerine kuran'dan çözüm bulur. allah, ona cevaplarını ve delillerini kuran'dan gösterir. (imam şafii, er-risale 48)

bu görüşü diğerine nasıl tercih ettin diye sordular çünkü bu kuran'ın ruhuna daha uygun ve akla daha yatkındır dedim. (imam şafii, er-risale 1720)

imam şafii icmaya karşı gelerek ilk defa mürsel hadisi zayıf saydı. o gelene kadar mürsel hadis zayıf sayılmıyordu. süfyan es-sevri, malik bin enes, el-evzai, ebu davud gibi alimler mürsel hadisi hüccet kabul ediyordu. (mehmet turan, usul alimlerinin mürsel hadise yaklaşımı adlı makalesinden) 

hz musa 40 günlüğüne tur dağına gittiğinde yahudiler puta tapma geleneği oluşturup icma haline getirdiler. hz harun bile onların önünden aciz kaldı, baş edemedi. samiri kıssasında icma aleyhinde büyük bir ibret vardır. (kuran, taha suresi) 

hz yakup’un oğulları kardeşleri yusuf’u kuyuya attıktan sonra babalarını sahte kanlı bir gömlek ile aldattılar. demek ki peygamberin soyundan olan 10 erkeğin icması bile yalan olabilir. (kuran, yusuf suresi)

7-) ahad habere karşı gelmek sapıklık mıdır? 

muaviye altından ve gümüşten imal edilmiş bir su kabı satın aldı. ebu derda: "ben rasulullah'ın altın ve gümüş kaptan su içmeyi yasakladığını biliyorum." dedi. muaviye ise bunda bir beis görmediğini söyledi. bunun üzerine ebu derda: "ben rasulullah'tan haber getirdiğim halde kendi görüşünü söyleyen muaviye'nin yanında duramam." deyip uzaklaştı. (imam şafii, er-risale 1228)

sad bin ümmü sad bir meselede hüküm vermişti. ibni ebu zid peygamberden bir rivayet getirerek onun verdiği hükmü iptal ettirdi. bunun üzerine sad bin ümmü sad, rebia bin ebu abdurrahman'a durumu anlattı. rebia, rivayeti inkar etmesini ve kendi içtihadına göre hüküm vermesini istedi. sad, "yazıklar olsun sana, ben rasulullah'tan rivayet getiriyorum sen hala kendi reyin önemli diyorsun. ibni ebu zid güvenilir bir ravidir, yazıklar olsun sana." dedi. (imam şafii, er-risale 1233)

8-) mütevatir hadis var mı yok mu? varsa kaç tane var?

ibn hibban ve el-hazimi'ye göre yoktur. ibn salah ve el-nevevi'ye göre bir tanedir. el-kettani'ye göre 310 tanedir. zebidi'ye göre 60 tanedir. suyuti'ye göre 113 tanedir. (ramazan özmen, hanbelilerde mütevatir haber adlı makalesinden) 

9-) hangi hadis-fıkıh usulü doğru? usuller arasında bir usulü hangi usulle nasıl seçeceğiz? 

şafii usulü: mürsel hadis zayıftır. 
hanefi usulü: mürsel hadis sahihtir.
maliki usulü: medine ehlinin ameli esastır.
evzai usulü: şam ehlinin ameli esastır.
hanefiler ve şafiler: kıyas helaldir. 
hanbeliler ve zahiriler: kıyas haramdır. 

10-) esbabı nüzul sahtekarlığı:

kurban edilen çocuk 131 rivayette ishak, 133 rivayette ismail’dir. hangi taraf doğru söylüyor? (suyuti tefsiri saffat 100-113) https://www.judaism-islam.com/was-abraham-commanded-to-sacrifice-isaac-or-ishmael/

kadınlar sizin tarlanızdır ayetinin esbabı nuzulu nedir? ibni ömer, ebu said el-hudri, ibni ebi müleyke, ibni kasım'a göre anal ilişkiyi helal kılmak üzere indi. said bin cübeyr, ibni abbas, hasan basri, katade'ye göre farklı pozisyonlarda ilişkiye girmenin helal olduğunu anlatmak üzere indi. (suyuti tefsiri bakara 223)

hz süleyman atların ayaklarını kesti mi yoksa okşadı mı? sad suresi 33.ayetin tefsirinde kesti anlamı verenler: mukatil, ferra, zeccac, abdurrezzak, nahhas, semerkandi, ibni furek salebi, maverdi, vahidi, cürcani, bağavi, zemahşeri, nisaburi, ebulferec…okşadı anlamı verenler: fahrettin razi, ahfeş el-evsat, cessas… hangisi doğru? rasulullah hangisini söyledi? nasıl tefsir etti? 

allah arşa istiva etti ayetinde istivadan kastın ne olduğuyla alakalı 14 yorum vardır. (kurtubi tefsiri araf 54) rasulullah bu ayeti nasıl tefsir etti? 

kuran’daki 114 surenin tefsir hadisleri nerede? rasulullah’ın bir sureyi baştan sonra tefsir ettiğiyle alakalı neden tek bir tane bile hadis yok? sad suresi 48.ayette geçen elyesa ve zülkifl kimdir? sahih hadis ile açıklayınız. “rasule düşen ancak tebliğ etmektir.” (maide 99) rasulun görevi tefsir etmek değildir. kuran’ı anlamak için hurafe hadislere muhtaç değiliz. kuran’ı açıklama iddiasında olan rivayetler hiçbir şeyi açıklayamıyor ve saçmalıyorlar. 

11-) çelişkili hadisler:

hâlâ kuran’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı. (nisa 82)

hz ömer’e sarhoş bir bedeviyi getirdiler. ömer onu dövdü, yanındaki şarabı aldı ve sulandırıp arkadaşlarıyla birlikte içti. (mebsut 24/17) vs çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır. (tirmizi, ebu davud)

bir kadınla anal yoldan ilişkiye giren muhammed’e indirileni inkar etmiştir. (tirmizi) vs sahabe ibni ömer, anal yoldan ilişkinin caiz olduğunu söyledi. (suyuti tefsiri bakara 223) 

kalbinde zerre kadar iman olan herkes eninde sonunda cehennemden çıkacaktır. (buhari 44) vs günahkar yahudiler cehennemde 12 ay kalacaklar sonra bir rüzgar onları götürecek. (talmut, rosh hashanah 17a) vs ateş bize sayılı gün dokunacak diyenler allah’tan bir söz mü aldılar? (bakara 80) 

deve sidiği içmek helal mi haram mı? sahih hadiste tedavi amacıyla bile deve idrarı içmek haramdır diyor. (mebsut 1/106) başka bir sahih hadiste tedavi amacıyla içmek helaldir diyor. (buhari 3018)

12-) absürd hadisler: 

rasulullah: "erkeğin suyu kalın ve beyazdır, kadının suyu ise ince ve sarı renklidir. İlk kim boşalırsa çocuk ona benzer." dedi... (ibni mace 601, müslim 311) hurafe olduğu apaçık belli olan bir hadis ancak sahih kabul ediliyor. peygamberi cahil gösterip ateistler için dalga malzemesi haline getiriyorsunuz. 

peygamberin elbisesinin üzerindeki dölü yıkardım bazen üstünde leke kalırdı. (buhari 232) bu hadisi aktaranlar acaba kendi annelerinin, babalarıyla olan münasebetini de insanlara anlatıyor mu? 

ebu seleme anlatıyor. bir gün ayşe’nin süt kardeşiyle birlikte ayşe’nin evine gittik. ona peygamberin cenabetken nasıl gusül abdesti aldığını sorduk. ayşe araya bir perde çekti ve biraz su getirip gusül aldı. (müslim 320) perdeyi niye çekti? tarif etse olmaz mıydı? dünyada guslü soracak adam mı kalmadı da kadına gidip soruyor? aklı başında hiç kimse bu hadisi kabul etmez. ayşe müminlerin annesidir. ben bu hadisi de bu hadis kitabını da bunlara sahih diyenleri de reddediyorum. 

bir gece peygamber gizlice evden çıkıp mezarlığa gitti. hemen peşinden ayşe de evden çıkıp onu gizlice takip etti. peygamberin işi bitip eve dönerken ayşe koşarak eve yetişmeye çalıştı. peygamber, eve vardığında ayşe’nin nefes nefese kaldığını görünce durumu anladı. ayşe’ye vurdu ve canını acıttı. (nesai 3964) 

ibni abbas: “hiç kimse allah'ın kitaplarını lafzen değiştirip bozamaz fakat onları batıl yorumlayabilirler.” (buhari 7552) hadislere göre tevrat ve incil bozulmamıştır. ben de öyle inanıyorum ancak günümüzde hadis ehli, ikiyüzlü bir tavırla kendi kitaplarında yer alan rivayete inanmamaktalar. selefe tabiyiz diyenler neden sahabe ibni abbas’ın sahih rivayetine iman etmiyor? 

ibni abbas: “peygamber, torunu hüseyin’in bacaklarını ayırdı ve testislerini öptü.” (heysemi, senedinin hasen olduğunu söyledi. mecmauzzevaid 9/186) 

bir adam zina yaptı ve bir kızı oldu, bu kızla evlenmesi haram mı yoksa helal mi? bir kadın bir adamla zina yaptı ve bir oğul doğurdu. bu oğluyla evlenmesi haram mı yoksa helal mi? şafilere göre helaldir çünkü sahih hadis var. (fahrettin razi, nisa 23 tefsiri)

bir kadın bir adamdan su istedi. adam su karşılığında cinsel ilişki teklifinde bulundu, kadın da kabul etti. bu durum fuhuş mu sayılır yoksa evlilik mi? ebu hanife'ye göre evli sayılırlar çünkü hz ömer’den sahih rivayet var. (mebsut 9/99)

şafilere göre kadınları sünnet ettirmek vaciptir yani farzdır çünkü sahih hadis var. “kadını fazla derinden kesme atiyye, kadın zevk alsın.” (ebu davud 5271)

damın üstüne çıktığımda rasulullah’ı tuvaletini yaparken gördüm. arkasını kıbleye dönmüştü. (buhari 148)

rasulullah 30 erkek gücündeydi ve bir gecede 9 karısını dolaşırdı. (buhari 268)

rasulullah namaz kılarken güzel bir kadın onun arkasında safa geçince bazı kimseler arkadan kadını izlerlerdi. (ahmed bin hanbel 2784)

tek peygamber hz muhammed a.s. değildir. bu bilgiler çok gerekliyse hz musa hakkında niye allah kuranda anlatmıyor aynı şeyleri? niye hz musa'nın tuvaletini yaparken hangi yöne döndüğü yazmıyor? niye hz nusa’nın kaç erkek gücünde olduğu yazmıyor? niye hz musa’nın elbisesindeki dölden bahsedilmiyor? allah’ın unuttuğunu haşa siz mi tamamlıyorsunuz? 

13-) kuran’ı bize ulaştıranlar ile hadisleri ulaştıranlar aynı kişilerdir, hadisi reddeden kuran’ı da reddetmelidir yalanı

رأيت عبد الله محا المعوذتين من مصاحفه وقال لا تخلطوا فيه ما ليس منه
ibni mesud felak ve nas surelerini mushaftan sildi ve “kuran’dan olmayanı ona karıştırmayın.” dedi.

kaynaklar: 
(ibni ebi şeybe 30202 - 30205 - 30212)
(buhari 4977) 
(ahmed bin hanbel 22053-22061 8 tane hadis naklediyor.)

bazı eski kitaplarda sahabe ibni mesud’un fatiha, felak ve nas surelerini inkar ettiği rivayet edilmiştir. bu gerçekten zor bir meseledir çünkü kuran tevatürle gelmiştir dersek ibni mesud’un böyle davranması onun kafir olduğunu veya ahmak olduğunu gösterir. kuran tevatürle gelmemiştir dersek kuran’ın kesin olmadığını söylemiş oluruz. bence bu konudaki rivayetler uydurmadır. bu problemden ancak malum rivayetleri inkar ederek kurtulabiliriz. (fahrettin razi, fatiha suresi tefsiri 4.bap) 

sahabe ubey bin kab’ın mushafında 116 veya 115 sure vardı. onun kitabında fil ve kureyş sureleri tek sure halindeydi. (suyuti, el-itkan 19.bölüm) 

ibni mesud’un mushafında 112 sure, ubey bin kab’ın mushafında ise 116 sure vardı. ubey bin kab, hafd ve hala adında iki sureyi kuran’a ekledi. hz ömer, bunları namazda okurdu, kuran’dan ayet sayıldığı için başında da besmele çekerdi. hz ali bu iki sureyi öğretmiştir. ibni abbas’ın mushafında bu iki sure yazılıydı. (imam suyuti, el-itkan 19.bölüm) 

şafilere göre fatihanın ilk ayeti besmeledir çünkü sahih hadis var. hanefilere göre fatihanın ilk ayeti elhamdulillahtır çünkü sahih hadis var. şafilerin hadisi doğruysa hanefiler kurandan ayet çıkarıyor. hanefilerin hadisi doğruysa şafiler kurana ayet ekliyor. iki taraftan biri küfre düşüyor. 


14-) bu kadar alim bilmiyor bir tek sen mi biliyorsun?

hadis kitaplarını inceleyen biri onların çoğunun problemli olduğunu fark eder. en sahih rivayet olan cibril hadisinin bile birçok çelişkili ve farklı versiyonu varken onun 10’da 1’i kadar bile sahih olmayan diğer hadislerin halini siz düşünün. allah’ı dev cüsseli ve kocaman organları olan bir yaratık gibi anlatan sayısız hadis vardır, bunlar o kadar çoktur ki onları tevil etmek artık mümkün değildir. hadis alimleri falanca kişi alevidir diyerek ondan hadis almazlar ama allah’ı saçma sapan vasfeden kimselerden hadis alırlar. İçlerinden bir tanesi bile “biz ne yapıyoruz? bu kişiden hadis mi alınır?” dememiştir. halbuki allah’a iftira, hz ömer’e iftiradan daha ciddi bir durumdur. ahad haberlerin zayıf olduğu ve zandan başka bir şey ifade etmediği ortadadır. hz muhammed 10 sene, raşit halifeler de 30 sene namaz kıldırıp kamet okuttular. buna rağmen kamette cümleler 1 kere mi tekrar eder yoksa 2 kere mi tekrar eder meçhuldur. belki de kameti bazen 1 bazen 2 okumuşlardır diyemeyiz zira raviler böyle söylememiştir. yaygın bir bilgiyi dahi kaydetmeyen aciz kimselerin muğlak meselelerdeki rivayetlerine nasıl olur da güvenebiliriz? aleviler, hz ali’nin ve çocuklarının hatadan korunmuş olduğunu söyledikleri için hadis ehli onları tekfir etmiştir. sahabenin bile masum olduğunu iddia edemiyorsak hadisçilerin hatadan korunduğunu iddia etmek büyük bir iftiradır. ravilerin yalan üzerinde ittifak etmeleri mümkündür. (fahrettin razi, el-metalibul aliye, 7.kitap / 3.bölüm / sf:629)

bazı zındıkların yalan hadis uydurup hadisçiler arasında kurnazca yaydığı malumdur. hadisçiler saf oldukları için onlara kanmıştır. allah’a iftiradan daha çirkin ne vardır? bu tarz hadislerin yalan olduğuna kesin olarak inanmak gerekir. buhari ve müslim’e gelirsek elbette onlar gaybı bilmiyorlardı, kendilerince içtihat edip anlamaya çalıştılar. biz onlar ve raviler hakkında hüsnü zan besliyoruz ancak inanılmaz hatalar ve yanlışlar içeren bir rivayet gördüğümüzde bunun zındıklar tarafından uydurulup hadisçiler arasında meşhur olan bir haber olduğuna hükmederiz. ravi zincirinde en sağlam halka sahabelerdir. bununla birlikte onların rivayetleri bile kesin değildir çünkü içlerinde muhaddis olanları birbirlerine kötü sözler söylemiş, kendilerine nispet edilmesi uygun olmayan şeyler rivayet etmişlerdir. mesela ibni ömer “ölü kimse ev halkının ona ağlamasından dolayı azap görür.” hadisine hz aişe “size kuran’da yazan yetmiyor mu? hiç kimse başkasının günahını yüklenmez.” ayetini okuyarak karşı çıkmıştır. hz ömer, sahabe fatıma binti kays’ın haberini “biz dinimizi ne idüğü belirsiz bir kadından mı öğreneceğiz?” diyerek reddetmemiş midir? hz ali, ravilere yemin ettirmemiş midir? hz ömer, sahabe ebu musa el-eşari’den şahit isteyip onun işini zorlaştırmamış mıdır? ebu hureyre “dostum ebulkasım.” dediğinde hz ali “ne zamandan beri rasulullah senin dostun oldu?” diyerek kızmamış mıdır? hz ömer ebu hureyre’yi hadis naklettiği için engellememiş midir? hz ayşe’nin hz osman’ı açık bir şekilde eleştirdiği meşhur değil midir? ibni mesud ve ebu zer’in hz osman’ı aşırı şekilde eleştirdiği meşhur değil midir? ömer, halid bin velid’i eleştirmemiş midir? hz ömer, hz osman’ın menfaat amacıyla akrabalarıyla ittifak ettiğini söylememiş midir? hz talha ve hz zübeyr hakkında da benzer şeyler söylememiş midir? ibni Abbas, ebu said’in kan dökme hadisini ve ebu hureyre’nin ellerin yıkanması hakkındaki hadisini eleştirmemiş midir? ebu hureyre’nin “kim cenabet olarak sabahlarsa oruç tutamaz.” hadisi eleştirilmemiş midir? hadis kitaplarına baktığınızda buna benzer birçok şey görürsünüz. (fahrettin razi, esasuttakdis) 

15-) madem hadisleri inkar ediyorsun o zaman zekatı nasıl vereceksin? 

rasulullah’ın nasıl zekat verdiği meçhuldur. hadisler bu konuda hiçbir şeyi çözmediği gibi aksine problem kaynağı olurlar, misal:

zekat nasıl verilir? 200 dirhem ve katlarında 5 dirhem mi? 40 dirhem ve katlarında 1 dirhem mi? yoksa nicelik farketmeksizin 40’ta 1 mi?

altın ve gümüşün zekatı birbirine eklenerek mi yoksa ayrı ayrı mı hesaplanır? hanefilere göre eklenir, şafilere göre eklenmez. 

baldan zekat alınır mı? şafilere göre alınır. hanefilere göre alınmaz. 

ehli kitap da zekat veriyor (maide 12) peki onlar zekat verebilmek için hadislere mi bakıyorlar? el-zekat bilinen bir ibadet olduğu için kelimenin başında el takısı vardır. arapçada bu bir kaidedir. zekat, komşunu sevmektir, en yakınından başlayarak insanları sevdiğin için yardım etmektir. allah’ı sevip namaz kıldıktan sonraki en önemli ve en büyük ikinci ibadet komşunu sevip ona zekat vermektir. kazandığınız malın %10’unu kazandığınız gün en yakınlarınızdan başlayarak dağıtmaya zekat denir. hadisçilerin ve fıkıhçıların uydurduğu gibi üzerinden bir sene geçmesi beklenmez, nisab miktarı yazmaz. 

hasat günü hakkını verin. (enam 141)

en önemli emir: rabbin olan allah’ı bütün yüreğinle bütün canınla bütün aklınla seveceksin, ikinci emir: komşunu da kendin gibi seveceksin. (matta 22.bap)

vay halinize ey din alimleri ve ferisiler! siz nanenin, dereotunun ve kimyonun zekatını verirsiniz ama şeriatın daha önemli hükümleri olan adaleti, merhameti ve imanı ihmal edersiniz. (matta 23.bap)

her sene tarlanızdan çıkan ürünün onda birini vereceksiniz. (tesniye 14.bap)

16-) madem hadisleri inkar ediyorsun o zaman namazı nasıl kılacaksın? 

imam şafii besmele açıktan okunur diyerek ebu hureyre'nin hadisini delil getirmiştir. muaviye, medine'de namaz kıldırıp besmeleyi gizli çekince halk ona tepki gösterdi. namazdan hırsızlık mı yapıyorsun dediler. hanefiler besmele açıktan okunmaz diyerek abdullah bin el-muğaffel'in hadisini delil getirmiştir. oğlunun namazda besmeleyi açıktan okuduğunu görünce ona kızıp “oğlum sakın islamda olmayan bir şey islama sokma; ben rasulullah'ın, ebubekir'in ve ömer'in arkasında namaz kıldım. onlar besmeleyi açıktan çekmezlerdi.” demiştir. (mebsut c1 / sf29)

20 sene namaz kılan peygamberin daha besmeleyi nasıl çektiği bilinmiyor. dikkat edin iki mezhebin delil getirdiği hadiste peygamber bazen açıktan bazen gizliden okudu gibi bir durum yok. hanefi diyor ki 20 sene gizliden okudu, şafii diyor ki 20 sene açıktan okudu. aklı başında olan kimse için tek misal yeter.

şafilere göre fatihasız namaz kabul olmaz çünkü sahih hadis var. hanefilere göre fatihasız namaz kabul olur. 

şafilere göre namazda salavat çekmek farzdır çünkü sahih hadis var. hanefilere göre namazda salavat farz değildir. 

abdest alırken önce kolunu sonra yüzünü yıkayan kişinin namazı batıl mıdır? şafilere göre allah bu namazı kabul etmez çünkü sahih hadis var. hanefilere göre namazı geçerlidir çünkü sahih hadis var. (mebsut 1/108)

şafilerin hadisleri doğruysa hanefiler rasule itaat etmediği için allah’a itaat etmemiş olurlar ve namazları makbul olmadığı için cehenneme giderler. 

hanbelilere göre tek başına namaz kılmak haramdır. cemaatle namaz kılmak farzdır çünkü ayette diyor ki "rüku edenlerle birlikte rüku edin." evet bu ayeti kafalarına göre yorumlayıp böyle absürd derecede zor bir hükme farz diyerek allah ve peygamber adına yalan uydurmuşlardır. 

hasan basri'ye göre namazda kıraat sadece ilk rekatta farzdır. hanefilere göre ilk 2 rekatta farzdır. malikilere göre ilk 3 rekatta farzdır. şafilere göre her rekatta farzdır. hasan bin salih’e göre kıraat farz değildir. süfyan’a göre son 2 rekatta kıraat mekruhtur. bunları fahrettin razi’nin tefsirinde fatiha suresinin 4.babında ve mebsut’un ilk cildinde okuyabilirsiniz. dikkat edin, farz demek allah’ın emri demektir. allah hangisini emretti? allah adına hüküm koyanlara tağut denir. 

rasulullah güven ortamının zirvesindeyken minada bize namazları ikişer rekat olarak kıldırdı. (buhari 1083) namazların rekat sayısında bile ihtilaf vardır. hadise göre rasulullah hiçbir sebep yokken bir gün boyunca namazları ikişer rekat kıldırmış. 

وروى يونس بن بكير عن سالم مولى أبي المهاجر قال : سمعت ميمون بن مهران يقول : كان أول الصلاة مثنى ، ثم صلى رسول الله صلى الله عليه وسلم أربعا فصارت سنه ، وأقرت الصلاة للمسافر وهي تمام
namaz önceden ikişer rekat olarak kılınırdı, rasulullah daha sonra dört kılmaya başladı bu haliyle sünnet oldu. (ibni ishak, siret 2.cilt sf117) ilk hadisi destekleyen ikinci rivayet. hadisin ravileri sikadır. 

17-) haram yiyecekler kaç tanedir?

-şafilere göre papağan ve zürafa eti haram.
-hanefilere göre kirpi ve ıstakoz haram.
-hanbelilere göre kaplumbağa ve ayı eti helal.
-malikilere göre timsah, aslan ve köpek helal.

allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (bakara 173)

ey iman edenler! açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokacak hususlarda soru sormayın. kuran indirilirken böyle sorular sorarsanız size açıklanır. allah onlardan sizi muaf tutmuştur. allah çok bağışlayıcıdır, halîmdir. (maide 101)

sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu. (maide 102)

de ki: "bana vahyolunan kuran’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir." şüphesiz rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. (enam 145)

allah size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. ama kim mecbur olur da istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmadan yemek zorunda kalırsa şüphesiz ki allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (nahl 115)

dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, allah’a karşı yalan uydurmak için, "şu helâldir", "şu haramdır" demeyin. allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler. (nahl 116)

peygambere tereyağı, peynir ve yaban eşeği helal mi diye soruldu. dedi ki: “allah’ın kuran’da haram kıldıkları haramdır, hakkında konuşmadığı şeyler ise helaldir.” (tirmizi 1726 ve ibni mace 3367)

bu hadise rağmen sünnilerin 4’ten fazla haram yiyeceği ve içeceği vardır. sünniler islama ilave yapmaktadır. dine bir şey eklemek, bir şey çıkarmak gibidir. harama helal demek nasıl küfürse, helale haram demek öyle küfürdür. 

adiyy bin hatim, henüz hristiyan iken rasulullah'a şöyle sordu: "kuran nasıl olur da bizi din alimlerini ilah edinmekle suçlar? halbuki bizler onları ilah olarak görmeyiz." dedi. rasulullah: "din alimleriniz allah'ın helalini haram, haramını helal saymıyor mu? sizler de onlara itaat etmiyor musunuz? işte böylece alimlerinizi ilah edinmiş oluyorsunuz." diye cevap verdi. (fahrettin razi, tevbe 31 tefsiri)

ey peygamber! sana allah’ın helâl kıldığını niçin harâm edersin? zevcelerinin hoşnutluğunu mu ararsın? mamafih allah gafurdur, rahimdir. (tahrim 1) 

ey iman edenler allah’ın size helal kıldığı güzellikleri haram sayıp haddinizi aşmayın. allah haddi aşanları sevmez. (maide 87)

samiri “bu sizin ilahınızdır fakat musa onu anlatmayı unuttu.” dedi. (taha 88) allah hiç unutur mu? dinde olmayan şeyi dine ekleyen kimse samiri gibidir. allah hiçbir şeyi unutmaz, eğer bir şeyi kitabında yazmadıysa bu onun rahmetindendir. “rabbin asla unutmaz.” (meryem 64) 

yalan atanların şahitliklerini ebediyyen kabul etmeyin. (nur 4)

habil ademoğlu 03/11/2025