muhammed hiçbirinizin babası değildir. o hatemul enbiyadır, PEYGAMBERLERİN MÜHRÜDÜR. (ahzab 33:40)
izah: daniel kitabının elimizdeki en eski nüshası milattan önce 250 yılına tarihlenir. buna rağmen isa mesih’in gelişini çok net şekilde anlatır ve isa’nın peygamberliği mühürleyeceğini söyler. konumuz tevrat’taki mucizeler olmadığı için daniel'in anlattıklarını izaha girmeyeceğim. bizi ilgilendiren kısım hatemul enbiya kısmı. isa mesih, peygamberliği hz muhammed ile mühürlemiştir. (necm ve tekvir surelerinde anlattık) hatemul enbiya ayeti incil’de yoktur. incil mühürlü bir kitap değildir ve bunu kendisi söyler.
melek bana dedi ki: bu kitaptaki sözleri mühürleme. (vahiy 22:10)
kadın ona şöyle dedi: “efendim, anlıyorum ki sen bir peygambersin. atalarımız bu dağda ibadet etti, fakat siz yeruşalim’de ibadet edilmesi gerektiğini söylüyorsunuz.” isa ona şöyle dedi: “bana inan kadın, ÖYLE BİR ZAMAN GELİYOR Kİ gökteki babamıza NE BU DAĞDA NE DE YERUŞALİM’DE TAPACAKSINIZ. (yuhanna 4:19-21)
seni razı olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. bundan böyle namazda yüzünü kabeye doğru çevir. ey müminler siz de nerede olursanız olun, namaz kılarken yüzünüzü o yöne çevirin. KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLER BUNUN RABLERİNDEN GELEN BİR GERÇEK OLDUĞUNU BİLİRLER. (bakara 2:144)
insanlardan bir takım beyinsizler: “müslümanları, şimdiye kadar yöneldikleri KIBLEDEN VAZGEÇİREN ŞEY NEDİR?” diyecekler. de ki: “doğu da allah’ındır, batı da. o, dilediğini doğru yola kavuşturur.” (bakara 2:142)
yahve’nin gününün geldiğini iddia eden bir vahiy, bir sözlü mesaj ya da bizden gelmiş gibi görünen bir mektup aklınızı hemen karıştırmasın ve telaşa kapılmayın… deccal, geldiği vakit TANRI’NIN MABEDİNDE OTURACAK, herkese kendini bir tanrı gibi gösterecek. (2.selanik 2.bap)
izah: kıble yeruşalim iken muhammed nebi ile değişip kabe olmuştur. kıyamet alameti olan deccal, tanrının mabedinde oturacaktır yazıyor, ey hristiyan şu an tanrı’nın mabedi mi var? yeruşalim’deki tapınak yıkıldı gitti. bu deccal nerede oturacak? kabe değilse nedir?
şimdi şu hikayeyi dinleyin: toprak sahibi bir adam üzüm bağı kurdu, etrafını çitle çevirdi, içine bir üzüm teknesi kazdı ve bir gözcü kulesi dikti. sonra bağı, bağcılara kiraya verip kendisi başka bir ülkeye gitti. bağbozumu zamanı gelince üründen payını almak üzere hizmetkârlarını bağcılara gönderdi. fakat bağcılar adamın hizmetkârlarını tutup birini dövdüler, diğerini öldürdüler, öbürünü de taşladılar. toprak sahibi bu kez daha fazla hizmetkâr gönderdi, fakat bağcılar onlara da aynısını yaptı. adam son olarak ‘oğlumu sayarlar’ diye düşünerek kendi oğlunu gönderdi. bağcılar ise adamın oğlunu görünce kendi aralarında konuşup, ‘bu mirasçı! gelin onu öldürelim ve mirasını ele geçirelim!’ dediler. sonra da onu tutup bağdan dışarı attılar ve öldürdüler. ne dersiniz, bağın sahibi geldiğinde o bağcılara ne yapacak?” onlar şöyle dedi: “bağcılar kötü olduğu için toprak sahibi başlarına korkunç bir yıkım getirecek ve bağını vakti geldiğinde üründen payını verecek olan başka bağcılara kiralayacak.” isa da onlara şöyle dedi: “kutsal yazılardaki şu sözleri hiç okumadınız mı? ‘yapı ustalarının reddettiği taş, KÖŞENİN BAŞ TAŞI oldu. bu yahve’dendir ve bizim gözümüzde harikadır.’ bu yüzden, size şunu söylüyorum: TANRI’NIN KRALLIĞI SİZDEN ALINACAK VE ONUN MEYVELERİNİ YETİŞTİREN BAŞKA BİR MİLLETE VERİLECEK ayrıca, bu taşın üstüne kim düşerse parçalanacak. taş da kimin üstüne düşerse, onu ezecek.” yüksek kâhinler ve ferisiler isa’nın anlattığı örnekleri duyunca, onun kendilerinden söz ettiğini anladılar. onu yakalamak istiyor, ancak halktan korkuyorlardı, çünkü insanlar onu peygamber olarak görüyordu. (matta 21.bap)
TAPINAĞINIZI YAKINDA GELECEK BİR MİLLETE VERECEĞİM. öyle bir millet ki, beni tanımadığı halde bana inanacak, hiçbir işaret vermediğim halde buyruklarımı yerine getirecek. peygamberleri hiç görmemiş olsalar bile, peygamberlerin yaşlılara öğrettiklerini akıllarında tutacak. yemin ederim bu gelecek milleti kutsayacağım. onların küçük olanları neşeyle zıplayıp atlayacak. onlar beni gözleriyle görmüş değiller ama, kalpleriyle görecek, söylediğim her şeye inanacaklar. (4.ezra 1.bap)
bir adam güzel ve kusursuz bir ev inşa etmiş fakat köşede tek bir tuğlalık yeri boş bırakmış. insanlar evin etrafında dolaşmış, güzelliğine hayran kalmış ama şöyle demişler: “keşke şu taş da yerine konulmuş olsaydı.” İŞTE BEN O TAŞIM. ben peygamberlerin sonuncusuyum. diğer peygamberlere göre benim durumum işte bu misale benzer. (buhari 3535)
izah: isa, vahiy nimetinin yahudilerden alınıp başka bir millete verileceğini ısrarla söylüyor. verdiği misaldeki bağcılar yahudilerdir, öldürülen ve dövülen köleler peygamberlerdir, bağ sahibi allah’tır, şehit edilen oğul isa’dır. köşenin baş taşı buradaki bağlama göre muhammed’tir. (kitabın başka yerlerinde baş taş metaforu ile isa da kastedilir.) ustaların reddettiği taş; terkedilen, reddedilen hacer’in oğlu, ismail’in oğlu muhammed nebidir. baş taş, övülen taş ile ahmed (övülen, öven) kelimesi de benzerlik taşır.
meryemoğlu isa şöyle demişti: ben size benden sonra gönderilecek AHMED adında bir resulu müjdeliyorum. (saff 61:6)
ben de babamdan isteyeceğim ve babam sonsuza dek sizinle olması için başka bir YARDIMCI, TESELLİCİ verecek. bu yardımcı, dünyanın elde edemeyeceği HAKİKAT RUHUDUR. (yuhanna 14:16-17)
hakikat ruhu, kutsal ruh BENİ YÜCELTECEK. benden alacaklarını size aktaracak. (yuhanna 16:14)
isa mesih suyla ve kanla geldi. o yalnız suyla değil kanla da geldi. buna şahitlik eden de ruhtur çünkü RUH GERÇEKTİR. şahitlik edenler üçtür: su, kan ve ruh. bunların üçü de uyum içindedir. (1.yuhanna 5.bap)
izah: bu ayetlerde bahsedilen su = tevrat’tır. musa’nın denizi ikiye ayırmasından kinayedir. kan = incil’dir. isa’nın şehadetinin bize müjde olmasından kinayedir. ruh = kuran’dır. kutsal ruh vasıtasıyla gerçek olarak indirilmiş ve diğer iki kitaba şahitlik etmiştir ve üç kitap birbiriyle uyum içindedir. ahmed, kutsal ruhtur. ahmed öven ve övülen demektir. ahmed yuhanna 16’da dendiği gibi isa’yı yüceltmiş, övmüştür. ahmed, kuran’ı indirmiştir.
de ki: kuran’ı KUTSAL RUH rabbinden GERÇEK olarak indirdi. müminler için hidayet, müjde ve TESELLİDİR. (nahl 102)
de ki: ey kitap ehli siz tevrat, incil ve kuran’ı doğru dürüst uygulamadıkça hiçbir şey üzerine değilsiniz. (maide 68)
biz peygamberlerden biri, hatta gökten bir melek bile size BİLDİRDİĞİMİZDEN BAŞKA BİR SÖZÜ iyi habermiş gibi bildirirse lanetli olsun. dediğimiz gibi, kabul ettiğinizden başka bir sözü size iyi haber olarak bildiren kim olursa olsun yine söylüyorum lanetli olsun. (galatyalılar 1:8-9)
sahte peygamberlere karşı dikkatli olun. koyun postuna bürünüp yanınıza sokulurlar, fakat içlerinde aç kurtlar saklıdır. onları MEYVELERİNDEN TANIYACAKSINIZ. insanlar hiç dikenlerden üzüm ya da çalılardan incir toplar mı? aynı şekilde her iyi ağaç iyi meyve verir, fakat her çürük ağaç kötü meyve verir. iyi ağaç kötü meyve veremediği gibi çürük ağaç da iyi meyve veremez. iyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. o halde, onları meyvelerinden tanıyacaksınız. (matta 7:15-20)
sevgili kardeşlerim, duyduğunuz her söze hemen inanmayın. onların yaratıcıdan geldiğini anlamak için TEST etmelisiniz. çünkü dünyada birçok sahte peygamber vardır. bir sözün yaratıcıdan olduğunu şöyle anlarsınız: isa mesih’in insan olarak geldiğini kabul eden söz yaratıcıdandır ama isa’yı kabul etmeyen söz baba’dan değildir. (1.yuhanna 4.bap)
izah: kuran’da niçin bu kadar çok TASDİK AYETİ var anladınız mı?
meryemoğlu isa mesih ancak bir resuldur. ondan önce de resuller geldi geçti. onun annesi çok sadık bir kadındı. her ikisi de yemek yerlerdi. bak ayetlerimizi nasıl anlatıyoruz ama yine de yüz çeviriyorlar. (maide 5:75)
i̇şte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! ruhumu onun üzerine koydum. adaleti uluslara ulaştıracak. bağırıp çağırmayacak, sokakta sesini yükseltmeyecek. ezilmiş kamışı kırmayacak, tüten fitili söndürmeyecek. adaleti sadakatle ulaştıracak. yeryüzünde adaleti sağlayana dek umudunu, cesaretini yitirmeyecek. kıyı halkları onun yasasına umut bağlayacak. gökleri yaratıp geren, yeryüzünü ve ürününü seren, dünyadaki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren yahve tanrı diyor ki: ben yahve’yim, seni doğrulukla çağırdım, elinden tutacağım, seni koruyacağım. seni halka antlaşma, uluslara ışık yapacağım. öyle ki, kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları, cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın. ben yahve’yim, adım budur. onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmam. bakın, önceden bildirdiklerim gerçekleşti. şimdi de yenilerini bildiriyorum; bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum. ey denize inenler ve ondaki her şey, adalar ve orada yaşayanlar, yahve’ye yeni bir ezgi söyleyin, dünyanın öbür ucundan da o'na övgüler sunun. çöl ve onun kentleri, kedar'ın sakinleri köyleriyle birlikte seslerini yükseltsinler. sela dağında oturanlar ezgi söylesin. dağların tepesinden bağırsınlar! yahve’ye yücelik versinler, adalarda da o'nun övgüsünü bildirsinler. yahve güçlü bir yiğit gibi çıkacak. bir savaş adamı gibi gayretini uyandıracak. savaş çığlığı atacak. evet, yüksek sesle bağıracak. düşmanlarına karşı zafer kazanacaktır. “uzun zamandır sessizdim. sessiz kaldım ve kendimi tuttum. şimdi doğum yapan bir kadın gibi feryat edeceğim. hem nefesimi tutacağım, hem kesik kesik nefes alıp vereceğim. dağları, tepeleri harap edeceğim, onların bütün otlarını kurutacağım. ırmakları ada yapacağım, havuzları kurutacağım. körleri bilmedikleri bir yoldan getireceğim. onlara bilmedikleri yollarda rehberlik edeceğim. önlerindeki karanlığı ışık, eğri yerleri düz edeceğim. bunları yapacağım ve onları bırakmayacağım.” oyma putlara güvenenler, dökme putlara, “ilahımız sizsiniz” diyenler geri döndürülecekler, rezil edilecekler, utandırılacaklar. ey sağırlar, işitin; ve ey körler, bakın da görün! benim kulumdan daha kör olan var mı? yahut gönderdiğim elçi kadar sağır olan var mı? benimle barışık olan gibi, yahve’nin kulu gibi kör olan var mı? (yeşaya 42)
izah: sela dağı medine’dedir. bir tane daha sela dağı vardır ancak orası kedar bölgesi değildir. kedar, ismail’in oğludur yani araplardır. “arabistan ve kedar önderleri müşterindir. (hezekiel 27:21)” rabbe yeni övgü ilahisi fatihadır. “elhamdulillahi rabbil alemin, alemlerin rabbine övgüler olsun. (fatiha 1)” çölde yaşayanlar araplardır. ayette açıkça midbar yani çöl kelimesi geçmesine rağmen bozkır diye çevirirler ki muhammed akla gelmesin. oyma putlara güvenenler arap müşriklerdir. yahve’nin gönderdiği kör ve sağır elçi, ümmi resul muhammed’tir. savaş naraları atacağı, savaşçı olacağı söylenen yahve, el shaliach yani temsilci ilkesine göre muhammed’tir. yeşaya 42’nin başında anlatılan “körlerin gözünü açacak, bağırıp bağırmayacak.” denen resul isa’dır. devamında anlatılan savaşçı kişilik ise muhammed resuldur. körlere yani ümmilere (kitap ehli olmayanlara) rehberlik yapmıştır. uzun zaman susmak ve sonra doğuran kadın gibi kesik kesik nefes almaktan kasıt, isa nebiden 600 yıl sonra parça parça gelen kuran vahyidir.
onlar yanlarındaki tevrat ve incil’de yazılı buldukları o ümmi resule tabi olurlar. (araf 7:157)
yeşaya 54’teki esenlik anlaşması = islam anlaşması…
terkedilen kadın = hacer anamız.
habil ademoğlu 02/12/2025